Salı gecesi Gebze medyası ile bir araya gelen Adalet ve Kalkınma Partisi Kocaeli İl Başkanı Şemsettin Ceyhan, gündemi değerlendirdiği basın toplantısında HDP’ye yüklendi. Çözüm sürecinin bitip bitmediği konusunda açıklamalarda bulunan Ceyhan, sürecin suiistimal edildiğini vurguladı. Gebze ziyaretini olası bir erken seçim hazırlığı olmadığını rutin bir gezi olduğunu özellikle belirten Ceyhan, seçimlerdeki kaybedilen oyların nedenlerini ise konjektöre bağladı. İşte Ceyhan’ın değerlendirmelerinden öne çıkan o başlıklar…BİRÇOK REFORM GERÇEKLEŞTİRDİK
Çözüm süreci doğudaki Kürt kökenli kardeşlerimizle batıdaki Türk kökenli ve diğer bütün vatandaşların birleşme projesiydi. Tabi ki içerik olarak atılması gereken birçok adım atıldı. 10 yıldır barış süreciyle cesur adımlar attık. Özellikle doğuda ki başta iktidara geldiğimiz günden itibaren olağan üstü halin kaldırılmasından itibaren başlayan süreç anne babanın veya anne oğlun hapishane de Kürtçe konuşamayıp bir tane çevirmen vasıtasıyla konuştuğu günleri bizler Ak Parti sayesinde kaldırdık ortadan. Bununla beraber kişi ben Kürt’üm demeye korkarken veya etnik kimliğini ifade etmekten çekindiği o 10 yıl öncesinden bugün herkes kendi etnik kimliğini rahat ifade edebiliyor hale geldi. Kendi dilini ama sokakta ama evde ama Kürtçe propagandası ile seçim propagandaları da dahil yapmasının önünü Ak Parti açtı.DEMİRTAŞ KANDİL’İN DİLİYLE KONUŞUYOR
Nereye kadar bunu HDPli siyasetçilerin yüzde 13’lük mesajı yanlış anladığı zamana kadar. Bir kere buradan şunu ifade etmek lazım. Milletimiz HDP’ye yüzde 13 oy vermiştir. Başımızın üzerinedir. Bunu kimin verdiğinin bir önemi yoktur. Bunu HDP eğer ki savaş mesajı olarak aldıysa bilmelidir ki bu yanlış bir mesaj almadır. Milletimiz yüzde 13’ü verirken HDP’ye barışa daha fazla sahip olması için silahı değil barışı tercih etmesi silahı ve silahlı unsurların her birini bu ülkeden bertaraf etme sözü verdiği için tercih etmiştir. Ama gözüken o ki Sayın Demirtaş’ın bazen bağlama çaldığı bazen bağlama yerine eline kalaşnikof aldığını timsale söylüyorum görüyoruz. Bazen Kandilin diliyle bazen de kanın diliyle konuşmak bir siyasetçiye yakışmıyor. Eğer bir genel başkan bu meclisin çatısı altında diyorsa ki ‘Arkadaşlar arama yapmayın ama ölümler olsun’ bunun adı bir siyaset değildir.SORGULANMASI GEREKEN AK PARTİ DEĞİL
Sorgulanması gereken Ak Parti değil, HDP’dir, HDP’nin tutarsızlığıdır. Bununla beraber Kandil’den kopamayan Sayın Demirtaş’tır. Yüzde 13 oyunu alan bir partinin, sanki bayramı bile beklemeyez heyecanla böyle eylemlere girmesi şehit haberlerini getirip de sanki hükümetsizlik varda bu boşluğu dolduralım zaten hükümet bize bir şey yapamaz mantığından davranmasının karşılığını Kandil başta olmak üzere yemiş olduğu darbelerden de muhakkak cevabını almışlardır. Bizler öldürelim, her tarafı yakıp yıkalım bir parti de değiliz. Terör karşısında hep beraber durmalıyız. Vefat eden canın Siirt’teki bir Kürt kökenli kardeşimiz olduğunu ve evine Türk bayrağı asıldığını ve yahut Batı da şehit edilen Polis olduğunu görmek lazım. Bunun zaten Ak Parti’nin meselesi olmadığını kabul etmek lazım. Siyasi farklılıklar, siyaset konuşulduğu zaman kesinlikle tartışalı bilir. Ama mesele güvenlikse, mesele memleketse, mesele terörse bunun hangi alfabetik kısaltmayla olduğuna bakmamak lazım.ÜLKE ORTALAMASININ ÜZERİNDE OY ALDIK
Ceyhan, bugünkü ziyaretinizi bir olası erken seçim için hazırlık olarak tanımlayalım mı sorusuna, “Bunu telafiden daha ziyade biz Gebze’nin gerçekliğini Gebze‘deki teşkilatın gücünü, kuvvetini ve Gebze‘deki potansiyele intizaben buradayız. Bunun için özellikle altını çizmek isterim ki bunu söylerken diğer 11 ilçe veyahut da bu dört ilçenin haricindeki ilçeler bu manada ikinci planda mıdır değil midir bunu kast etmiyorum. İstedik ki Gebze basını ile çünkü çok sık bir araya gelemiyorum. Ve bu manada da bugün ki ziyaretimizi bugün ki birlikteliğimiz de buna işaret olsun diye yorumlamanızı bekleriz” dedi. Ceyhan 7 Haziran seçimlerindeki yaşanan oy kayıpları ile değerlendirmesinde ise, “Kıymetli arkadaşlar bir şeyin altını yine kalın çizgiyle çizmek isterim. Tabi ki siyaset kıyasla kayımdır. Bizler 2011’deki seçimlerde Kocaeli’de yüzde 52,7 yurt dışı oyları da verildikten sonra oy almıştık. Türkiye’deki yüzde 49,9 – yüzde 50 idi. Yani Kocaeli almış olduğu 2011 oyuyla genel merkezin almış olduğu yani Türkiye ortalamasının 2,7 puan üstündeydi. 2015 seçimlerine geldiğimiz zaman 40,80 küsur 41’lik bir oyumuz olmasına rağmen Kocaeli’de yurt dışı oyları da dağıtıldıktan sonra yüzde 47,40’lık bir oranda olduğu aşikar ortada. Yani Türkiye ortalamasının yüzde 6,5 civarında bir üstte oluşumuz var. Buradan şunu özellikle söylemek isterim. 2 buçuk puanlık farktan 6 buçukluk puan farkına gelmemizdeki temel etken bizim Kocaeli teşkilatlarımızın en yukarıdan sandık görevlisine kadar Gebze’sinden Karamürsel’ine, Kandıra’sına kadar 12 ilçemizde birlikte uyumlu çalışmamızın bir eseri olduğuna inanıyorum. Bunu bir mutlak başarı olarak ifade etmiyoruz. Gönlümüzden geçen muhakkak 50’nin üzerinde bir oy almaktı.OY KAYIPLARINI TEŞKİLATLARIMIZLA
KONUŞARAK BULUYORUZ
Ama Türkiye’de özellikle genel konjektör ve siyasi hareketlilik ve milliyetçilik duygularının oluşturmuş olduğu bir hava da ve tempoda bizim Kocaeli’de 5 puanlık bir erimede kalmamız bu manada Kocaeli teşkilatlarının gayretli, samimi ve top yekun belediye başkanı ile beraber bütün ekibin uyumlu çalışması başta bakanımızın koordinasyonunda vekillerimizin teşkilatlarımızın ortaya çıkan aday kadrosunu kabullenmesine kadar sayabileceğim bir çok şey var. Öncelikle bu başarının bu teşkilatlara ait olduğunu söylemek istiyorum. Tabi ki eksikliklerimiz yok muydu? Muhakkak ki bizler bir oy bile kaybetsek bunun eksikliğine bakan bir partiyiz. Bu mana da yüzde 5’lik oy kaybımızı tek tek 472 mahallede 2011’de aldığımız oyu 2015’te aldığımız oyu artan seçmen sayısı da dahil olmak üzere tek tek sorguladık. Eksik bir hizmetimiz var mı yerel hizmetlerle alakalı unuttuğumuz atladığımız kronik sorunlarımız var mı bunları tek tek belediye başkanımız ilçe başkanımız ve ilgili ilçe belediyelerden heyetlerle müzakerelerde bulunduk. Ve bütün müzakerelerden sonra tabi ki genel olarak da 5 puanlık kaybımızın önemli bir kısmını Kocaeli’de ve Türkiye’deki oluşan milliyetçilik akımları ve kökenle alakalı işte barajı aştırma ile alakalı oluşturulan HDP akımına bağladık. Onun karşılığında aynı iki birbiriyle beraber yükselmesi gibi MHP’nin Türkiye’de ki bu yükselişine eş değer bir yükselişi de kentimizde aldığını görüyoruz. Bu manada biz 499 bin 600 küsur yani 500 bin oy aldık. Bu oy önemli bir oydur. Kocaeli gibi sürekli göç alan sürekli yapısı değişen çok dinamik bir kentte sizler bu kadar enformasyona ve dezenformasyona tabi olduğunuz halde yüzde 47, 40 oy almakta hakikaten önemli bir başarıdır” ifadesini kurdu.HDP KANDİLİN AĞZI İLE KONUŞUYOR
Gazetecilerin son günlerde yaşanan terör olayları ile alakalı ve çözüm sürecinin bitip bitmemesiyle ilgili sorularını da yanıtlayan Ceyhan, “Yani doğudaki Kürt kökenli kardeşlerimizle batıdaki Türk kökenli ve diğer bütün vatandaşların birleşme projesiydi bu. Tabi ki içerik olarak atılması gereken birçok adım atıldı. Özellikle doğuda ki başta iktidara geldiğimiz günden itibaren olağan üstü halin kaldırılmasından itibaren başlayan süreç anne babanın veya anne oğlun hapishane de Kürtçe konuşamayıp bir tane çevirmen vasıtasıyla konuştuğu günleri bizler Ak Parti sayesinde kaldırdık ortadan. Bununla beraber kişi ben Kürt’üm demeye korkarken veya etnik kimliğini ifade etmekten çekindiği o 10 yıl öncesinden bugün herkes kendi etnik kimliğini rahat ifade edebiliyor hale geldi. Kendi dilini ama sokakta ama evde ama Kürtçe propagandası ile seçim propagandaları da dahil yapmasının önünü Ak Parti açtı. Bizler bu yerel dilin kişinin kendi ana dilini öğrenilmesi ile ilgili kursların açılmasından tutun devlet eliyle Kürtçe televizyonun yapılmasının da taraf olduk. Bunları hatırlatmakta fayda var. Yani barış süreci dediğimiz o köylerin yakıldığı, faili meçhul cinayetlerin olduğu, kişinin kendi doğum meczubiyeti olan ama Kürt ama başka kökenli önemli değil söylemekten çekindiği zamanlardan 10 yıl sonra kişinin özgürce ben şuyum ben buyum diyebildiği bir ülkeye geldiysek bir kere bu Ak Parti’nin sayesinde. Ak Parti’nin cesareti sayesinde. Başta kurucu genel başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sayesinde olmuştur. Bir kere bunu bir kenara koymak lazımdır. Bu ülkede bir siyasi liderin aklından geçirirken bile kellesinin gidebileceği ihtimali olan bir konu iken bugün hayat bulmuş, vücut bulmuş, doğuda ki dağlarda silah seslerinden, çiçeklerin açtığı zeybeklerin oynandığı zamanlara gelmiştik.YÜZDE 13’Ü MESAJINI YANLIŞ ANLADILAR
Nereye kadar bunu HDPli siyasetçilerin yüzde 13’lük mesajı yanlış anladığı zamana kadar. Bir kere buradan şunu ifade etmek lazım. Milletimiz HDP’ye yüzde 13 oy vermiştir. Başımızın üzerinedir. Bunu kimin verdiğinin bir önemi yoktur. Bunu HDP eğer ki savaş mesajı olarak aldıysa bilmelidir ki bu yanlış bir mesaj almadır. Milletimiz yüzde 13’ü verirken HDP’ye barışa daha fazla sahip olması için silahı değil barışı tercih etmesi silahı ve silahlı unsurların her birini bu ülkeden bertaraf etme sözü verdiği için tercih etmiştir. Ama gözüken o ki Sayın Demirtaş’ın bazen bağlama çaldığı bazen bağlama yerine eline kalaşnikof aldığını timsale söylüyorum görüyoruz. Bazen Kandilin diliyle bazen de kanın diliyle konuşmak bir siyasetçiye yakışmıyor. Eğer bir genel başkan bu meclisin çatısı altında diyorsa ki ‘Arkadaşlar arama yapmayın ama ölümler olsun’ bunun adı bir siyaset değildir. Ve biz barış sürecini PKK ile barış süreci olarak ortaya koymadık. Biz barış sürecini Kürt kökenli orada tamamen haklarını isteyen geçmişte ki mağduriyetlerinin kalkmasını isteyen orada ki vatandaşlarımız için 77 milyon için yola çıktık. Ve yolda devam ediyoruz. Sadece usuller değişmiştir. Sadece muhataplar değişmiştir. Bu süreç bittiği anda muhakkak ki bizim Doğu ile alakalı Güneydoğu ile alakalı bu sürecimiz devam edecek. Bir şeyin altını da çizmek istiyorum. Van’da Kocaeli’deki depreme yakın bir deprem oldu. Çok da aralarında bir süre yoktu. 10 yıllık bir süre vardı kabaca. Değerli arkadaşlar; Ak Parti osuna busuna bakmadan bir yıl bir buçuk yıl gibi bir sürede gidenler bilir koskoca bir şehri yeniden imar etti. Hükümetiyle beraber milletiyle beraber. Bunun karşılığında oradaki vatandaşlarımız bize çok cüzi oy verdi. Biz o tarafında değiliz. Biz hizmet almanın bütün vatandaşlık hakkı olduğuna inanıyoruz. Biz oy aldığımız yerlere göre şöyle olsun böyle olsun demiyoruz. Ama biz Kürt kökenli başta olmak üzere bütün vatandaşlarımızdan vermiş olduğu yüzde 13’lük oyun hakkını ve bedelini HDP’den sormasını istiyoruz. Çünkü bugün kanı konuşan bugün şehit haberleri ile Türkiye’yi yasa boğmaya çalışan muhakkak ki PKK’dır muhakkak ki terör örgütleridir.10 yıldır barış süreciyle cesur adımlar attık. Sorgulanması gereken Ak Parti değil, HDP’dir, HDP’nin tutarsızlığıdır. Bununla beraber Kandil’den kopamayan Sayın Demirtaş’tır. Yüzde 13 oyunu alan bir partinin, sanki bayramı bile beklemeyez heyecanla böyle eylemlere girmesi şehit haberlerini getirip de sanki hükümetsizlik varda bu boşluğu dolduralım zaten hükümet bize bir şey yapamaz mantığından davranmasının karşılığını Kandil başta olmak üzere yemiş olduğu darbelerden de muhakkak cevabını almışlardır. Bizler öldürelim, her tarafı yakıp yıkalım bir parti de değiliz. Terör karşısında hep beraber durmalıyız. Vefat eden canın Siirt’teki bir Kürt kökenli kardeşimiz olduğunu ve evine Türk bayrağı asıldığını ve yahut Batı da şehit edilen Polis olduğunu görmek lazım. Bunun zaten Ak Parti’nin meselesi olmadığını kabul etmek lazım. Siyasi farklılıklar, siyaset konuşulduğu zaman kesinlikle tartışalı bilir. Ama mesele güvenlikse, mesele memleketse, mesele terörse bunun hangi alfabetik kısaltmayla olduğuna bakmamak lazım. O zaman bir ve beraber terörün üzerine hep beraber gitmeliyiz. Benim bakış açım samimi olarak budur. Geri kalan teferruattır” cümlelerini kullandı.
Çözüm süreci doğudaki Kürt kökenli kardeşlerimizle batıdaki Türk kökenli ve diğer bütün vatandaşların birleşme projesiydi. Tabi ki içerik olarak atılması gereken birçok adım atıldı. 10 yıldır barış süreciyle cesur adımlar attık. Özellikle doğuda ki başta iktidara geldiğimiz günden itibaren olağan üstü halin kaldırılmasından itibaren başlayan süreç anne babanın veya anne oğlun hapishane de Kürtçe konuşamayıp bir tane çevirmen vasıtasıyla konuştuğu günleri bizler Ak Parti sayesinde kaldırdık ortadan. Bununla beraber kişi ben Kürt’üm demeye korkarken veya etnik kimliğini ifade etmekten çekindiği o 10 yıl öncesinden bugün herkes kendi etnik kimliğini rahat ifade edebiliyor hale geldi. Kendi dilini ama sokakta ama evde ama Kürtçe propagandası ile seçim propagandaları da dahil yapmasının önünü Ak Parti açtı.DEMİRTAŞ KANDİL’İN DİLİYLE KONUŞUYOR
Nereye kadar bunu HDPli siyasetçilerin yüzde 13’lük mesajı yanlış anladığı zamana kadar. Bir kere buradan şunu ifade etmek lazım. Milletimiz HDP’ye yüzde 13 oy vermiştir. Başımızın üzerinedir. Bunu kimin verdiğinin bir önemi yoktur. Bunu HDP eğer ki savaş mesajı olarak aldıysa bilmelidir ki bu yanlış bir mesaj almadır. Milletimiz yüzde 13’ü verirken HDP’ye barışa daha fazla sahip olması için silahı değil barışı tercih etmesi silahı ve silahlı unsurların her birini bu ülkeden bertaraf etme sözü verdiği için tercih etmiştir. Ama gözüken o ki Sayın Demirtaş’ın bazen bağlama çaldığı bazen bağlama yerine eline kalaşnikof aldığını timsale söylüyorum görüyoruz. Bazen Kandilin diliyle bazen de kanın diliyle konuşmak bir siyasetçiye yakışmıyor. Eğer bir genel başkan bu meclisin çatısı altında diyorsa ki ‘Arkadaşlar arama yapmayın ama ölümler olsun’ bunun adı bir siyaset değildir.SORGULANMASI GEREKEN AK PARTİ DEĞİL
Sorgulanması gereken Ak Parti değil, HDP’dir, HDP’nin tutarsızlığıdır. Bununla beraber Kandil’den kopamayan Sayın Demirtaş’tır. Yüzde 13 oyunu alan bir partinin, sanki bayramı bile beklemeyez heyecanla böyle eylemlere girmesi şehit haberlerini getirip de sanki hükümetsizlik varda bu boşluğu dolduralım zaten hükümet bize bir şey yapamaz mantığından davranmasının karşılığını Kandil başta olmak üzere yemiş olduğu darbelerden de muhakkak cevabını almışlardır. Bizler öldürelim, her tarafı yakıp yıkalım bir parti de değiliz. Terör karşısında hep beraber durmalıyız. Vefat eden canın Siirt’teki bir Kürt kökenli kardeşimiz olduğunu ve evine Türk bayrağı asıldığını ve yahut Batı da şehit edilen Polis olduğunu görmek lazım. Bunun zaten Ak Parti’nin meselesi olmadığını kabul etmek lazım. Siyasi farklılıklar, siyaset konuşulduğu zaman kesinlikle tartışalı bilir. Ama mesele güvenlikse, mesele memleketse, mesele terörse bunun hangi alfabetik kısaltmayla olduğuna bakmamak lazım.ÜLKE ORTALAMASININ ÜZERİNDE OY ALDIK
Ceyhan, bugünkü ziyaretinizi bir olası erken seçim için hazırlık olarak tanımlayalım mı sorusuna, “Bunu telafiden daha ziyade biz Gebze’nin gerçekliğini Gebze‘deki teşkilatın gücünü, kuvvetini ve Gebze‘deki potansiyele intizaben buradayız. Bunun için özellikle altını çizmek isterim ki bunu söylerken diğer 11 ilçe veyahut da bu dört ilçenin haricindeki ilçeler bu manada ikinci planda mıdır değil midir bunu kast etmiyorum. İstedik ki Gebze basını ile çünkü çok sık bir araya gelemiyorum. Ve bu manada da bugün ki ziyaretimizi bugün ki birlikteliğimiz de buna işaret olsun diye yorumlamanızı bekleriz” dedi. Ceyhan 7 Haziran seçimlerindeki yaşanan oy kayıpları ile değerlendirmesinde ise, “Kıymetli arkadaşlar bir şeyin altını yine kalın çizgiyle çizmek isterim. Tabi ki siyaset kıyasla kayımdır. Bizler 2011’deki seçimlerde Kocaeli’de yüzde 52,7 yurt dışı oyları da verildikten sonra oy almıştık. Türkiye’deki yüzde 49,9 – yüzde 50 idi. Yani Kocaeli almış olduğu 2011 oyuyla genel merkezin almış olduğu yani Türkiye ortalamasının 2,7 puan üstündeydi. 2015 seçimlerine geldiğimiz zaman 40,80 küsur 41’lik bir oyumuz olmasına rağmen Kocaeli’de yurt dışı oyları da dağıtıldıktan sonra yüzde 47,40’lık bir oranda olduğu aşikar ortada. Yani Türkiye ortalamasının yüzde 6,5 civarında bir üstte oluşumuz var. Buradan şunu özellikle söylemek isterim. 2 buçuk puanlık farktan 6 buçukluk puan farkına gelmemizdeki temel etken bizim Kocaeli teşkilatlarımızın en yukarıdan sandık görevlisine kadar Gebze’sinden Karamürsel’ine, Kandıra’sına kadar 12 ilçemizde birlikte uyumlu çalışmamızın bir eseri olduğuna inanıyorum. Bunu bir mutlak başarı olarak ifade etmiyoruz. Gönlümüzden geçen muhakkak 50’nin üzerinde bir oy almaktı.OY KAYIPLARINI TEŞKİLATLARIMIZLA
KONUŞARAK BULUYORUZ
Ama Türkiye’de özellikle genel konjektör ve siyasi hareketlilik ve milliyetçilik duygularının oluşturmuş olduğu bir hava da ve tempoda bizim Kocaeli’de 5 puanlık bir erimede kalmamız bu manada Kocaeli teşkilatlarının gayretli, samimi ve top yekun belediye başkanı ile beraber bütün ekibin uyumlu çalışması başta bakanımızın koordinasyonunda vekillerimizin teşkilatlarımızın ortaya çıkan aday kadrosunu kabullenmesine kadar sayabileceğim bir çok şey var. Öncelikle bu başarının bu teşkilatlara ait olduğunu söylemek istiyorum. Tabi ki eksikliklerimiz yok muydu? Muhakkak ki bizler bir oy bile kaybetsek bunun eksikliğine bakan bir partiyiz. Bu mana da yüzde 5’lik oy kaybımızı tek tek 472 mahallede 2011’de aldığımız oyu 2015’te aldığımız oyu artan seçmen sayısı da dahil olmak üzere tek tek sorguladık. Eksik bir hizmetimiz var mı yerel hizmetlerle alakalı unuttuğumuz atladığımız kronik sorunlarımız var mı bunları tek tek belediye başkanımız ilçe başkanımız ve ilgili ilçe belediyelerden heyetlerle müzakerelerde bulunduk. Ve bütün müzakerelerden sonra tabi ki genel olarak da 5 puanlık kaybımızın önemli bir kısmını Kocaeli’de ve Türkiye’deki oluşan milliyetçilik akımları ve kökenle alakalı işte barajı aştırma ile alakalı oluşturulan HDP akımına bağladık. Onun karşılığında aynı iki birbiriyle beraber yükselmesi gibi MHP’nin Türkiye’de ki bu yükselişine eş değer bir yükselişi de kentimizde aldığını görüyoruz. Bu manada biz 499 bin 600 küsur yani 500 bin oy aldık. Bu oy önemli bir oydur. Kocaeli gibi sürekli göç alan sürekli yapısı değişen çok dinamik bir kentte sizler bu kadar enformasyona ve dezenformasyona tabi olduğunuz halde yüzde 47, 40 oy almakta hakikaten önemli bir başarıdır” ifadesini kurdu.HDP KANDİLİN AĞZI İLE KONUŞUYOR
Gazetecilerin son günlerde yaşanan terör olayları ile alakalı ve çözüm sürecinin bitip bitmemesiyle ilgili sorularını da yanıtlayan Ceyhan, “Yani doğudaki Kürt kökenli kardeşlerimizle batıdaki Türk kökenli ve diğer bütün vatandaşların birleşme projesiydi bu. Tabi ki içerik olarak atılması gereken birçok adım atıldı. Özellikle doğuda ki başta iktidara geldiğimiz günden itibaren olağan üstü halin kaldırılmasından itibaren başlayan süreç anne babanın veya anne oğlun hapishane de Kürtçe konuşamayıp bir tane çevirmen vasıtasıyla konuştuğu günleri bizler Ak Parti sayesinde kaldırdık ortadan. Bununla beraber kişi ben Kürt’üm demeye korkarken veya etnik kimliğini ifade etmekten çekindiği o 10 yıl öncesinden bugün herkes kendi etnik kimliğini rahat ifade edebiliyor hale geldi. Kendi dilini ama sokakta ama evde ama Kürtçe propagandası ile seçim propagandaları da dahil yapmasının önünü Ak Parti açtı. Bizler bu yerel dilin kişinin kendi ana dilini öğrenilmesi ile ilgili kursların açılmasından tutun devlet eliyle Kürtçe televizyonun yapılmasının da taraf olduk. Bunları hatırlatmakta fayda var. Yani barış süreci dediğimiz o köylerin yakıldığı, faili meçhul cinayetlerin olduğu, kişinin kendi doğum meczubiyeti olan ama Kürt ama başka kökenli önemli değil söylemekten çekindiği zamanlardan 10 yıl sonra kişinin özgürce ben şuyum ben buyum diyebildiği bir ülkeye geldiysek bir kere bu Ak Parti’nin sayesinde. Ak Parti’nin cesareti sayesinde. Başta kurucu genel başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sayesinde olmuştur. Bir kere bunu bir kenara koymak lazımdır. Bu ülkede bir siyasi liderin aklından geçirirken bile kellesinin gidebileceği ihtimali olan bir konu iken bugün hayat bulmuş, vücut bulmuş, doğuda ki dağlarda silah seslerinden, çiçeklerin açtığı zeybeklerin oynandığı zamanlara gelmiştik.YÜZDE 13’Ü MESAJINI YANLIŞ ANLADILAR
Nereye kadar bunu HDPli siyasetçilerin yüzde 13’lük mesajı yanlış anladığı zamana kadar. Bir kere buradan şunu ifade etmek lazım. Milletimiz HDP’ye yüzde 13 oy vermiştir. Başımızın üzerinedir. Bunu kimin verdiğinin bir önemi yoktur. Bunu HDP eğer ki savaş mesajı olarak aldıysa bilmelidir ki bu yanlış bir mesaj almadır. Milletimiz yüzde 13’ü verirken HDP’ye barışa daha fazla sahip olması için silahı değil barışı tercih etmesi silahı ve silahlı unsurların her birini bu ülkeden bertaraf etme sözü verdiği için tercih etmiştir. Ama gözüken o ki Sayın Demirtaş’ın bazen bağlama çaldığı bazen bağlama yerine eline kalaşnikof aldığını timsale söylüyorum görüyoruz. Bazen Kandilin diliyle bazen de kanın diliyle konuşmak bir siyasetçiye yakışmıyor. Eğer bir genel başkan bu meclisin çatısı altında diyorsa ki ‘Arkadaşlar arama yapmayın ama ölümler olsun’ bunun adı bir siyaset değildir. Ve biz barış sürecini PKK ile barış süreci olarak ortaya koymadık. Biz barış sürecini Kürt kökenli orada tamamen haklarını isteyen geçmişte ki mağduriyetlerinin kalkmasını isteyen orada ki vatandaşlarımız için 77 milyon için yola çıktık. Ve yolda devam ediyoruz. Sadece usuller değişmiştir. Sadece muhataplar değişmiştir. Bu süreç bittiği anda muhakkak ki bizim Doğu ile alakalı Güneydoğu ile alakalı bu sürecimiz devam edecek. Bir şeyin altını da çizmek istiyorum. Van’da Kocaeli’deki depreme yakın bir deprem oldu. Çok da aralarında bir süre yoktu. 10 yıllık bir süre vardı kabaca. Değerli arkadaşlar; Ak Parti osuna busuna bakmadan bir yıl bir buçuk yıl gibi bir sürede gidenler bilir koskoca bir şehri yeniden imar etti. Hükümetiyle beraber milletiyle beraber. Bunun karşılığında oradaki vatandaşlarımız bize çok cüzi oy verdi. Biz o tarafında değiliz. Biz hizmet almanın bütün vatandaşlık hakkı olduğuna inanıyoruz. Biz oy aldığımız yerlere göre şöyle olsun böyle olsun demiyoruz. Ama biz Kürt kökenli başta olmak üzere bütün vatandaşlarımızdan vermiş olduğu yüzde 13’lük oyun hakkını ve bedelini HDP’den sormasını istiyoruz. Çünkü bugün kanı konuşan bugün şehit haberleri ile Türkiye’yi yasa boğmaya çalışan muhakkak ki PKK’dır muhakkak ki terör örgütleridir.10 yıldır barış süreciyle cesur adımlar attık. Sorgulanması gereken Ak Parti değil, HDP’dir, HDP’nin tutarsızlığıdır. Bununla beraber Kandil’den kopamayan Sayın Demirtaş’tır. Yüzde 13 oyunu alan bir partinin, sanki bayramı bile beklemeyez heyecanla böyle eylemlere girmesi şehit haberlerini getirip de sanki hükümetsizlik varda bu boşluğu dolduralım zaten hükümet bize bir şey yapamaz mantığından davranmasının karşılığını Kandil başta olmak üzere yemiş olduğu darbelerden de muhakkak cevabını almışlardır. Bizler öldürelim, her tarafı yakıp yıkalım bir parti de değiliz. Terör karşısında hep beraber durmalıyız. Vefat eden canın Siirt’teki bir Kürt kökenli kardeşimiz olduğunu ve evine Türk bayrağı asıldığını ve yahut Batı da şehit edilen Polis olduğunu görmek lazım. Bunun zaten Ak Parti’nin meselesi olmadığını kabul etmek lazım. Siyasi farklılıklar, siyaset konuşulduğu zaman kesinlikle tartışalı bilir. Ama mesele güvenlikse, mesele memleketse, mesele terörse bunun hangi alfabetik kısaltmayla olduğuna bakmamak lazım. O zaman bir ve beraber terörün üzerine hep beraber gitmeliyiz. Benim bakış açım samimi olarak budur. Geri kalan teferruattır” cümlelerini kullandı.