Marmara Bölgesi Göç, Güvenlik ve Sosyal Uyum Çalıştayı bugün Kocaeli’de yapıldı. Göç İdaresi Genel Müdürü Abdullah Ayaz yaptığı konuşmada, Türk halkının 2011 yılından özellikle ortaya çıkan Suriye krizi sonrasında hoşgörü, tolerans seviyesi ve kabul düzeyinin ne kadar yüksek olduğunu herkese gösterdiğini belirterek, "Bugüne kadar yaptığımız çalışmalarımızın üzerine koyarak, göçü en iyi şekilde yönetme gayreti içerisinde olacağız" dedi. Türkiye'nin, 4 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yaptığını aktaran Ayaz, "Göçe kaynaklık eden sorunlar ortadan kaldırılmadığı sürece, kaynak ülkelerde özellikle istenilen gelişmeler gerçekleştirilemediği, kaynak ülkelerle hedef ülkeler arasındaki makasın daraltılamadığı, refahın biraz daha adil dağıtılamadığı, çatışmaların, zorbalıkların, diktatörlüklerin, yoksullukların engellenmediği bir dünyada, önümüzdeki dönemde de insanlar çok farklı coğrafyalara doğru hareket edecekler. Bunlardan birisi de biziz." diye konuştu. "BİZ GÖÇÜ VİCDANLA YÖNETİYORUZ"
Türkiye'nin, 1923-2011 yılı arasında yaklaşık 2 milyon göçmene ev sahipliği yaptığına işaret eden Ayaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu düşünüldüğünde, 2011 yılından sonraki göç akınının boyutu bizlere çok önemli bir işaret vermektedir. 2011 yılından bu yana başta Suriyeliler olmak üzere, daha sonra son 2 yıl-3 yıl içerisinde Afganistan ve Irak kaynaklı göç hareketlerini, ilgili kurumu ve kuruluşlarımız ve paydaşlarımızla beraber başarıyla yürüttüğümüzü ifade etmek istiyoruz. Tabii bu konuda en büyük ödülü de hak eden de toplumumuz. Gerçekten halkımız, 2011 yılından özellikle ortaya çıkan Suriye krizi sonrasında hoşgörü, tolerans seviyesi ve kabul düzeyinin ne kadar yüksek olduğunu hepimize göstermiş oldu. Bugüne kadar yaptığımız çalışmalarımızın üzerine koyarak, göçü en iyi şekilde yönetme gayreti içerisinde olacağız. Sayın Bakanımızın bütün konuşmalarında ifade ettiği gibi, biz göçü vicdanla yönetiyoruz." GARELLİ,”ÖNEMLİ BİR PROGRAM"
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Türkiye Temsilcisi Vekili Jean Marie Garelli de çalıştayın üst düzey karar vericilerle politika yapıcıları göç, güvenlik ve sosyal uyum arasındaki ilişkiler hakkında görüşme ve tartışmalar yapmak üzere bir araya getiren önemli bir program olduğunu belirtti. BM Mülteci Örgütü'nün, ana odağında uluslararası koruma ihtiyacı bulunan kişilerin bulunduğunu aktaran Garelli, bu kişilerin, zulüm, çatışma ve savaş sebebiyle güvenlik arayışı içerisinde evlerini terk etmek zorunda kalan ve uluslararası sınırları aşmış kadın, erkek ve çocukların bulunduğunu vurguladı. "TÜRK KURUMLARI MUAZZAM ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜYOR"
"Türkiye, 4 milyon mülteci ve sığınmacıyla dünyada en fazla mülteciyi barındıran ülke konumunda olmayı sürdürmektedir. Türkiye, ev sahipliği yaptığı mültecilerin ihtiyaçlarını uzun süredir karşılama geleneğini sürdürmektedir." diyen Garelli, sözlerini şöyle tamamladı; "Türkiye'nin Küresel Mülteci Mutabakatı'nın hazırlanması sürecinde oynadığı rolün ve geçtiğimiz aralık ayında ilk kez gerçekleşen olan Küresel Mülteci Forumu'nun eş başkanlığını yapmış olmasının altını çizmek istiyorum. Bu forumda, uluslararası topluluk, dünyanın mültecileriyle ve onların ev sahibi ülkeleriyle dayanışmalarını ifade etmek için bir araya gelmiş, onları desteklemek için katkılarını duyurmuş ve çözüm arayışları için kararlılık göstermiştir. Bu bağlamda bu çalıştay, ev sahibi toplum üyeleri ve mülteciler arasındaki sosyal uyumu güçlendirmek adına İçişleri Bakanlığı ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğü liderliğinde Türk kurumlarının muazzam çalışmalar yürüttüğü bir yol ayrımında önemli bir girişimin simgesidir." Bugün sona erecek çalıştayda, göç ve güvenlik, Türkiye'de yabancılara yönelik yürütülen uyum faaliyetleri, geçmişten günümüze Suriye krizi ve insani yardımlar konuları ele alınacak.
Türkiye'nin, 1923-2011 yılı arasında yaklaşık 2 milyon göçmene ev sahipliği yaptığına işaret eden Ayaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu düşünüldüğünde, 2011 yılından sonraki göç akınının boyutu bizlere çok önemli bir işaret vermektedir. 2011 yılından bu yana başta Suriyeliler olmak üzere, daha sonra son 2 yıl-3 yıl içerisinde Afganistan ve Irak kaynaklı göç hareketlerini, ilgili kurumu ve kuruluşlarımız ve paydaşlarımızla beraber başarıyla yürüttüğümüzü ifade etmek istiyoruz. Tabii bu konuda en büyük ödülü de hak eden de toplumumuz. Gerçekten halkımız, 2011 yılından özellikle ortaya çıkan Suriye krizi sonrasında hoşgörü, tolerans seviyesi ve kabul düzeyinin ne kadar yüksek olduğunu hepimize göstermiş oldu. Bugüne kadar yaptığımız çalışmalarımızın üzerine koyarak, göçü en iyi şekilde yönetme gayreti içerisinde olacağız. Sayın Bakanımızın bütün konuşmalarında ifade ettiği gibi, biz göçü vicdanla yönetiyoruz." GARELLİ,”ÖNEMLİ BİR PROGRAM"
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Türkiye Temsilcisi Vekili Jean Marie Garelli de çalıştayın üst düzey karar vericilerle politika yapıcıları göç, güvenlik ve sosyal uyum arasındaki ilişkiler hakkında görüşme ve tartışmalar yapmak üzere bir araya getiren önemli bir program olduğunu belirtti. BM Mülteci Örgütü'nün, ana odağında uluslararası koruma ihtiyacı bulunan kişilerin bulunduğunu aktaran Garelli, bu kişilerin, zulüm, çatışma ve savaş sebebiyle güvenlik arayışı içerisinde evlerini terk etmek zorunda kalan ve uluslararası sınırları aşmış kadın, erkek ve çocukların bulunduğunu vurguladı. "TÜRK KURUMLARI MUAZZAM ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜYOR"
"Türkiye, 4 milyon mülteci ve sığınmacıyla dünyada en fazla mülteciyi barındıran ülke konumunda olmayı sürdürmektedir. Türkiye, ev sahipliği yaptığı mültecilerin ihtiyaçlarını uzun süredir karşılama geleneğini sürdürmektedir." diyen Garelli, sözlerini şöyle tamamladı; "Türkiye'nin Küresel Mülteci Mutabakatı'nın hazırlanması sürecinde oynadığı rolün ve geçtiğimiz aralık ayında ilk kez gerçekleşen olan Küresel Mülteci Forumu'nun eş başkanlığını yapmış olmasının altını çizmek istiyorum. Bu forumda, uluslararası topluluk, dünyanın mültecileriyle ve onların ev sahibi ülkeleriyle dayanışmalarını ifade etmek için bir araya gelmiş, onları desteklemek için katkılarını duyurmuş ve çözüm arayışları için kararlılık göstermiştir. Bu bağlamda bu çalıştay, ev sahibi toplum üyeleri ve mülteciler arasındaki sosyal uyumu güçlendirmek adına İçişleri Bakanlığı ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğü liderliğinde Türk kurumlarının muazzam çalışmalar yürüttüğü bir yol ayrımında önemli bir girişimin simgesidir." Bugün sona erecek çalıştayda, göç ve güvenlik, Türkiye'de yabancılara yönelik yürütülen uyum faaliyetleri, geçmişten günümüze Suriye krizi ve insani yardımlar konuları ele alınacak.