Bazı konular olur dersiniz ya, ‘konuşsam tesiri yok, sussam gönül razı değil’ diye, işte öyle bir durumda yazıyorum bu köşe yazsını. Çok dile getirdim, çok söyledim, çok sesimi duyurmaya çalıştım ama yok saçma bir adet, almış başını gidiyor. Ülkece kanıksanmış, kabul edilmiş, hatta tabiri caizse erkeklik kabul edilir olmuş.
Eline silah alan, havaya ateş açan, bir şarjör mermi boşaltan kendini bir şey sanar olmuş.
Bakın geçtiğimiz Cumartesi günü, bir tane şuursuzun silahından çıkan mermi 10 yaşında bir çocuğu kopardı bu hayattan, 10 yaşındaki bir çocuğu aldı götürdü…
Hayalleri, hedefleri olan, daha bu dünyayı tanımamış bir çocuk, bir kendini bilmezin silahından çıkan mermi yüzünden dedesiyle oyun oynarken, traktörünün üzerinde başına isabet eden mermiye karşı verdiği yaşam savaşını kaybetti.
10 yaşında çocuk, burada Gebze’de yaşamını yitirdi.
Musa kardeşimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve yakınlarına sabırlar dilerim. Bakın bu işe neden bu kadar taktın diyecek olursanız. Belki çocuğum yok ama 6 tane yeğenim var. Onların çevrede silah atıldığında yaşadığı korkuyu gördüm.
Mahallemde sıkılan silahlardan sonra, 23 Nisan’da pandemi döneminde evinin camına çıkıp İstiklal Marşı okumak isteyen çocukların nasıl içeri kaçıştığını gördüm.
Yıllarca silahla eğlence diye dayatılan şeyin, ne kadar saçma olduğunu ne kadar gereksiz olduğunu, ne kadar önlenmesi gereken bir şey olduğunu ve şu ülkede silinmesi gereken alışkanlıklardan olduğunu gördüm, anladım…
Korkum odur ki Kartepe’deki minik Musa, bu işlerde son olmayacak bu saçma alışkanlığınız devam ederse…
Silah sıkmak istediğiniz her an kontrolsüz bir şekilde havaya ateş açtığınızda, bugün olmasa yarın belki başka bir yuvaya ateş düşüreceksiniz.
Barut kokusu sizi cezbediyor, silaha karşı hobiniz varsa buyurun her yerde rahatlıkla ulaşabileceğiniz poligonlar mevcut sizleri oraya alalım ama sokakları, yaşam alanlarını lütfen silahsız kılın.
Bugün 10 yaşında bir çocuğun hayatını çalan magandanın, yarın hayatının baharında bir gence, yaşamını sakinleştirmiş ve düzene oturtmuş bir büyüğümüze zarar vermeyeceği ne malum?
Düğünmüş, şampiyonlukmuş, askerlikmiş, bayrammış silahla kutlanmaz. Düğünün varsa oyna, şampiyon olduysan avazın çıkana kadar bağır, bayramsa git büyüklerinin elini öp, askere gidiyorsan ailenle, sevdiklerinle vedalaş ama silah sıkma.
Bu konuda da gerek Gebze Kaymakamlığı’nın, gerekse de Gebze Belediyesi’nin bir çalışma başlatması en büyük dileğim. Bakın ilçemizden gencecik bir beden, diğer dünyaya uçtu gitti. Gelin örnek olalım, kapı kapı gezelim, şu işe artık bir dur diyelim.