Bayram dolayısıyla (kendi adımıza konuşacak olursam) yoğun gündemden biraz olsun uzaklaştığım, bir nebze dinlendiğimiz bir süreci geride bırakmış olduk.
Bu süreç zarfında açık konuşmak gerekirse, zaten sonrasında yoğun bir süreç yaşayacağımız için çok fazla gündemi takip etmemeye gayret ettim ama ne mümkün.
Öyle gelişmeler görüyoruz ki yerelde ve genelde gerçekten üzülüyorum.
Haberlerde ne varmış diye baktığımda, sürekli bir parti binası kurşunlanması, siyasi parti liderlerine yönelik provokasyon girişimleri, birbirlerine hakaret eden isimler, bayramlaşma törenlerinde yaşanan krizler vs.
Siyasi parti merkezlerinin kurşunlanmasını hangi kanada sorsanız, diğer kanadın başına gelen olaya tiyatro diyor, herkes kendini mağdur görüyor. Bunun üzerine yaşanan tartışmalarda kullanılan üsluplara bakıyoruz, yarın seçim bittiğinde nasıl biriz beraberiz, artık seçim bitti hizmet mücadelesi başladı diyeceksiniz merak ediyorum.
Mesela dün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutladık, çocuklarımıza böyle bir dili, böyle bir siyasi iklimi mi miras bırakmak istiyoruz.
Siyasetin hizmette yarışmak için kullanılan bir araç olduğunu bilerek ve bunu düşünerek hareket etmeyi ne zaman öğreneceğiz mesela.
Yarattığımız siyasi üslubun ve siyasi iklimin nelere mal olacağını kestiremiyor muyuz?
Toplumun önde gelen kesimlerinin sürekli bir gerginlik içerisinde olması ne kadar doğru?
Bu noktada dile getirdiğim birkaç yazımda da söylediğim gibi, yarın cenazesinde tabutuna omuz atacağınız insanlara bu kadar yüklenmeyi nasıl kendinize hak görüyorsunuz?
Genel siyasette tartışmalar meydana gelir, genel siyaset sert geçebilir, genel siyasette hiç hoşumuza gitmeyen gelişmeler oluşabilir ama bunu yerele çektiğimiz zaman işin rengi gerçekten değişiyor.
Küçük bir yerde yaşıyoruz, hepimizin her partiye gönül vermiş, eşi, dostu, arkadaşı, akrabası, yakını var.
E madem durum böyle neden 20 günlük bir süreç için yıllar boyu kırgınlığı kalacak tartışmalar oluşturuyoruz ki.
Sözlerim tüm siyasi parti temsilcilerine, evet önümüzdeki seçim gergin bir seçim, evet önümüzdeki seçim kritik bir seçim ama en nihayetinde bir seçim.
Sözlerinizi sizleri örnek alacak çocukları düşünerek seçin, sözlerinizi yarının dünyasında iyiliğin ve güzelliğin yaygın olması için seçin, hareketlerinizi buna göre kurgulayın.
Şunu da biliyorum bizim ülkemiz öyle İskandinavya ülkeleri gibi, sorunsuz bir toplum iklimine sahip değil. Toplum gergin, sıkıntılar ortak ama atalarımızın dediği gibi balık da baştan kokar, bırakın ne olursa olsun yarın yüz yüze bakacağınız insanlarla aranıza siyaseti bahane ederek nefret tohumları ekmeyin.