FETÖ’nün darbe girişimi sonrası ortaya ‘Milli ruh’ diye güzel bir tanım çıktı, buna ‘15 Temmuz ruhu’ diye birde kardeş eklendi. Milli ruh toplumun tüm etkenlerini, 15 Temmuz ruhu ise genelde siyasi partililerinin politikalarını kapsıyordu. Her iki ruhun temelinde uzlaşma ve sağduyu önemli değerdi. Uzlaşma konusunda siyasi partiler güzel örnekler oluşturdu; teröre karşı ortak açıklamalar yapıldı, yine terör konusunda hükümete açık çek verildi, yeni anayasa çalışmalarına en az iki parti destek sunduğu gibi eylemlerle ‘15 Temmuz ruhu’ çizgisinde kalınması sağlandı. Sağduyu konusunda vatandaş sınıfı geçerken zaman ilerledikçe medya dünyasında sapmalar meydana geldi.
Önceki gün Sabah Gazetesi, “FETÖ'nün iç savaş planı devrede” başlığıyla bir yorum haberi kaleme aldı. “Türkiye'nin birçok cephede yeni istiklal mücadelesi verdiği ve terör örgütleri ile mücadelesinde büyük başarılar sağladığı bu dönemde ‘Üst akıl’ son bir saldırı için düğmeye bastı. Üst akılın maşası FETÖ ve diğer gruplar iç savaş ve kaos planlarını devreye soktu” denildi. Haberin devamında ise; “Gezi’den bildiğimiz sosyal medya provokatörleri yeniden sahnede. FETÖ operasyonun tam da merkezinde. FETÖ ve PKK ile bağlantılı medya tam da provokasyonun ortasında. Odatv, Birgün gazetesi, Doğan medyası tamamen bu kaos için çalışacak” diye yazıldı. Yine aynı yorumda, “CHP'nin Reina saldırısı sonrası ‘laiklik çözüm’ çıkışı da laikliği kaşıyan bir iç çatışma amacı taşıyor” ifadeleri kullanıldı.
Bir gazeteci olarak bu analizleri çok abartılı ve saçma buldum. Ama ‘Ateş olmayan yerden duman çıkmaz’ atasözüyle yola çıkarak bir okur olarak haberi yeniden gözden geçirdim. Fakat vicdanıma bu bilgileri doğrulatamadım. Bu ülkede bir kaos ortamı yaratılmak istenmesinin artık köydeki çoban bile farkında iken, FETÖ’nün önderliğinde adını cinsi bilinmemiş onlarca terör örgütünün şer planlarını canlı canlı yaşarken bizden olmayanı dışlama politikasından memlekete faydası mı olur? Doğan Medyası’nda çalışan biri değilim, gerçekten özel bir sempatim dahi yok lakin darbe gecesi teröristler tarafından baskına uğrayanın Sabah Gazetesi değil, CNN ve Hürriyet Gazetesi olduğunu çok iyi hatırlıyorum. Bugün HZ. google’a ‘sağduyu’ yazsanız binlerce kişinin, kurumun ve makamın açıklamalarını göreceksiniz. İşte böyle bir ortamda ‘Sağduyu’ istiyorsak önce bizim çarşı aynaya bakacak. Rekabetleriniz ve yayın politikasındaki farklılıklarınız sizi ilgilendirir, herkesin kendi cephesini toplumun geneline bir doğru gibi yaslamanıza izin vermeyiz.
Birde CHP olayı var tabi, neymiş efendim CHP laiklik çağrısı yapmış bu da iç çatışma yaratma amacı taşıyormuş. Yaw arkadaş siz neyin kafasını yaşıyorsunuz, gerçekten çok komiksiniz. Daha önceki gün Başbakanlıktan; ‘Kutuplaşmaya sevk edici paylaşımlar teröre hizmet eder’ açıklaması yapıldı okumadınız her halde.
FETÖ’nün yüzüne ‘yurtta sulh cihanda sulh’ sözünü kullanamaz olduk, bari ‘sağduyu’ elimizde kalsın…