Sokak röportajları son birkaç yıldır ülkemizde çok ilgi görüyor.
Vatandaş izlediği için kendini gazeteci olarak tanıtan, gerçekten bu mesleği yapan gazeteciler bu alanda bol bol içerik üretiyor.
Fakat son dönem karşıma çıkan videolara şaşırıp kalıyorum artık.
Elinde mikrofon mesleğin adını lekeleyen kişiler provokasyon yapıyor, güya görüşünü almak istediği kişiyi görüşünden dolayı sözleriyle gizliden gizliye eleştiriyor ya da aksini söyletmeye çalışıyor.
Dün çoğu kişinin de görmüş olduğu bir başka video düştü önüme.
“Kendine Muhabir” isimli youtube kanalına içerik üreten gazeteci Lale Duman Akın, Üsküdar’da vatandaşlara mikrofon uzatıyor ve önümüzdeki 14 Mayıs seçimlerinde sizce kim cumhurbaşkanı olur, ya da sizce kim olmalı şeklinde sorularını yöneltiyor.
Soruyu yanıtlamak isteyen bir genç, yaşanan depreme kader denmesine isyan ederek başlıyor sözüne. Ben de Müslümanım, namazdan çıktım az önce ama önce dersime çalışıyor sonra tevekkül ediyorum diyor.
Ama bu ülkede din insanların gözünü boyamak için kullanılıyor, bir cehalet var, insanlar din diyeni sorgulamadan destekliyor diyor…
Ardından cümlenin başını sonunu dinlemeden çevredekiler çocuğu neredeyse linç etmeye kalkıyor, kalabalıktan biri de kadın muhabire yumruk sallıyor.
Oradaki konuşmadan haberi olmadan toplanan insanlardan birinin ağzından çıkan cümle de dini o mu getirdi din yok muydu bu ülkede.
İnsanların üzerinde büyük bir seçim gerginliği olduğunu önceki köşemde yazmıştım.
Bu video da onu destekler nitelikte.
Karşısındakinin sözünü dinlemeden, anlamaya çalışmadan en bir grup insan küçük bir çocuğu görüşünden dolayı linç etmeye kalkıyor.
Görevi başındaki muhabiri darp etmeye kalkıyor, ayaküstü meslek eğitimi veriyor, kimlik kontrolü yapıyor.
Başta yaptığım eleştiriyi tekrar buraya taşıyorum. Evet provokatör kişiler yüzünden insanlar sokak röportajlarına ön yargılı bakıyor olabilir.
Ama herkese görüşünü soran, halkın nabzını tutan, gelen cevaplara aynı yüz ifadesiyle teşekkür edip geçen bir kadın muhabir var o videoda.