23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilân ettiği tarihtir. Atatürk, 23 Nisan 1924'te '23 Nisan' gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılış günü olan bu gün, Atatürk tarafından çocuklara armağan edilmiştir. Dünya'da çocuklarına bayram hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke Türkiye'dir. Bu vesile ile kutlu ve uğurlu olsun…
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Türkiye’de kutlandığı gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin de resmî bayramlarından biridir. Ayrıca Kosova’da "23 Nisan Kosova Türkleri Millî Bayramı" olarak kutlanır. 103. yılını idrak ettiğimiz bu bayram ‘kutlu ve uğurlu olsun’ temennilerimle sözlerime başlamak isterim. Milletlerin milli bayramları bir gurur ve heyecan havasında kutlanır. 103 senedir, Ata’dan çocuklara armağan bu tarihi günü ilköğretim yıllarımdan beri heyecanla takip ederim. Sabahları okul bahçesinde çocukların hep birlikte bugünü kutlamaları bir bayram havasındadır. Çocuklarımız için de unutulmaz bir gün olarak hafızalarda kalır. Biz de aynı şekilde 23 Nisan sabahını unutamayanlardanız. Güzel bir şekilde giyinip yapılan etkinliklere eşlik etmiş, andımızı ve İstiklal Marşımızı arşı inletircesine söylemişizdir. Elimizde salladığımız Türk bayrakları, dilimizde söylediğimiz marşlar ile bugünü idrak ederek, elimizde şekerlerle evin yolunu tutarak günü tamamlardık. Aradan uzun zaman geçse de çocukluk çağında kalan kimi gelişmeler dün gibi yenidir, taze ve canlıdır.
Bu haftasonuna denk gelen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı günü vesilesi ile bu haftaki köşemde geçmiş senelerde icra edilmiş bir kutlamayı satırlarımda yer vermek isterim. Günümüz Türkçesine çevirdiğim, Servet-i Fünun gazetesinde yer alan “Köylerde Cumhuriyet Bayramı” başlıklı köşe yazısında bugün Gölcük ilçemizin sahilinde Körfez’i selamlayan, güzel bir kasabamız olan Değirmendere’de geçen bir kutlamayı sizlerle paylaşacağım. Ahmed İhsan tarafından kaleme alınan 1927 senesine ait yazıda Değirmendere’deki çocukların heyecanı gözler önüne serilmektedir. Ahmed İhsan Tokgöz, uzun zaman Değirmendere’de yaşadığı için buralarla ilgili haberlere ve anılarak sahibi olduğu gazetesinde çokça yer vermiştir. Değirmendere geçmişte bir dönem belde idi, şimdi sahilde bir mahalle. Yalı evleri ve kordon boyu giden yürüyüş alanı ile önemli bir dinlenme ve seyir mekânıdır.
96 sene öncesine ait kutlama ile ilgili olarak Ahmed İhsan Bey şu girişle sözlerine başlamaktadır: “Köylerde uyanıklık, köylerin çocuklarında medeniyet aşkı, köylerde uyandıracak olanlar köy mektep muallimleridir, Değirmendere’nin mektep çocukları, bir muallimin iki aylık himmeti neler gösteriyor?, köy çocukları çok müsteiddir, köylülerin kabahati yoktur, kabahat onlara şimdiye kadar yol göstermeyenlerdedir, köylü uyanmadan memleket yükselmez.”
Görseller eklemeyi de ihmal etmeyen Ahmed İhsan Bey, giriş cümlelerinin ardından Değirmendere’deki yaşanılanları ve kendisini hayrete düşüren o anları şöyle anlatmaktadır: “Nisan 23, Değirmendere’de mutat olmayan bir hareket var. Altmıştan ziyade olan köy çocukları hep giyinmiş. Yeni yapılan köyün güzel mektebi bayraklarla donanmış, muallim yeni Türkiye’nin başlangıç bayramının kutlanması için program hazırlamış, köy ihtiyar meclisi başta merasim var. Kahveci Hasan ramazan davulunu boynuna asmış, önüne beyaz bir peştamal bağlamış, tokmak elinde davulunu vurmağa hazır, çocuklar birer birer geliyorlar. Aman Ya Rabbi ne çabuk tahavvül(değişim), ne ateşli istidat(kabiliyet). Şimdiye kadar tuhaf tuhaf kılıklarda gördüğümüz çocukların başları taralı, üstleri temiz. İnsan gibi yürümesini biliyorlar. Birisini görünce kasketi çıkarıp selam veriyorlar. Mektep önünde programın ilk numaraları yapıldı. Çocuklar tam ahenkle falsosuz Cumhuriyet ve Türklük marşlarını okudu. Muallim nutkunu irad(söyleme) etti. Nutuk bu köyün dört sene evvel düşman ayağı altında kalmış ve yakılmış olduğu günlerin acı hatıralarını yâd eyleyince köy kahvesinin karanlık köşelerine büzülmüş olan ihtiyarlar da başlarını çıkardılar. Yenilik kaynamasının içine sokuldular. Sonra erkek geçtiği zaman yüzünü duvara çevirip duran yavrularının muvaffakıyetini(başarı) göre göre neşeye geldiler, aileler köy meydanında kardeşçe bir arada geziyordu.
Köyün ihtiyar meclisi arasında ben de olduğum için Türklüğün istikbaline(gelecek) bir ufak parça hazırlayan bu yenilik hareketine göğsüm kabararak bakıyordum. Çok medeni bir hal alan köy çocuklarından gözlerim ayrıldıkça onlara bu mucizeyi yapan yeni muallim ve eski ihtiyat zabiti Hilmi Efendi’ye dönüyor ve şu çalışkan vatan yardımcısını bütün yüreğimle alkışlıyordum. Fotoğraf makinem bu manzaraları tespit etti. İşte resimleri karilerime(okuyucular) gösteriyorum. Köylerdeki uyanıklık ve köylülerin istidadı benim en büyük ümidimdir.” diyerek sözlerine son verir.
Görsellerden anlaşılacağı üzere Değirmendere’de Cumhuriyetin 4. senesine tekabül eden senede güzel bir etkinlik ve anma programı düzenlenmiş. Bu tarih TBMM’nin açılışının ve bayram günün de 7.senesi. Bu vesile ile 96 sene sonra tekrar dikkat çekerek günümüze taşımaya çalıştık. 100.yılını idrak edeceğimiz Cumhuriyetimizin ilelebet payidar kalması en büyük duamdır. İki bayramı idrak edeceğimiz bu hafta vesilesi ile çocuklarımıza armağan bu kutlu günü ve Ramazan Bayramı’nızı tebrik ederim. Nice bayramlara, kalın sağlıcakla…
Kaynak: Ahmed İhsan, “Köylerde Cumhuriyet Bayramı”, Servet-i Fünun, numara 128-1602, sayfa 372.