İnsanlar olarak dünyanın bazen sadece bize ait olduğunu düşünüyor, sadece bu dünya üzerinde yaşama hakkı olan tek canlı bizmişiz gibi davranıyoruz. Bunun sonuçlarında da doğaya ve çevremize zararlar verebiliyor ve oluşturduğumuz hasarlarla önlenemez sonuçlar doğurabiliyoruz.
Buradan şuraya gelmek istiyorum. Bazen duyarsınız ya sokakta hayvanın işi ne ya da hayvana saldıranlar, bu cümlenin doğrusu sokakta başıboş hayvanın işi yok olması lazım, hala vahşi davranışlar sergileyen hayvanların sokakta yeri yok olması lazım.
Yani sokakta bulunan bir kedinin veya kısırlaştırılmış ekipler tarafından aşıları yapılmış bir köpeğin kime ne zararı dokunabilir.
Ama olayın şu boyutunu da atlamamak gerek özellikle biraz daha kırsal mahallelerde başıboş dolaşan, kısırlaştırılmamış ve bakımları yapılmamış hayvanların da korku saçtığı bir gerçek. Hatta bu yüzden oluşan olumsuz örneklerde yaşamını yitiren miniklerin haberleri içimizi dağlıyor.
O yüzden bu meseleye sadece bir taraftan değil, bir bütün olarak bakmak ve ona göre hareket etmek elzem. Mesela 31 Aralık’ta yürürlüğe giren çip yasasıyla birlikte evde bakılan hayvanlara çip taktırıldı ve sahipleri belli oldu.
Örneğin alınmış bakılmış ve daha sonra sokağa atılmış bir köpek yüzünden bir cana bir zarar gelirse bunun en büyük cezasını o sahip almalı. Hiç kimse ama hiç kimse bakamayacağı canın sorumluluğunu üstlenmemeli.
Bu canlar kimsenin 2-3 aylık eğlencesi olmamalı. Asıl değinmek istediğim aslında bu değil. Sadece canlı dostlarımız için kaleme aldığım bir yazıda bu konulara da değinmesem olmazdı diye düşünüyorum. Gelelim asıl meselemize. Bugün üçüncü sayfamızda da göreceksiniz, önceki gün gördüğüm bir haber beni bu yazıyı yazmaya itti.
Körfez’deki bir fabrikada, yüzüne ve bacaklarına kimyasal madde temas eden kedi artık koku alamıyor ve göremiyor. Hatta sadece bunla da kalmadı tabi minik kedicik bir de yaşam savaşı veriyor.
Tekrar yazımın başına götürecek olursam sizi, bazen insanlar olarak dünyanın sadece bize ait ve bizim yaşamamız için var olduğunu düşünüyoruz. İşte bu tarz örnekler bunun böyle olmadığının kanıtı oluyor.
Şimdi hayvan bu iş yerine girdiyse ne yapalım kardeşim diye soracak olabilirsiniz ama pekala fabrikanıza giren bir kedinin varlığından da siz sorumlusunuz. O da bir can, o can da zarar görmüş ve belki de yaşamını yitirecek. O yüzden bu tarz üretim yerlerinin özellikle sokaklarda bulunan bu canlıların bu tarz tehlikeli üretim yapılan alanlara sokulmaması için özel hassasiyet gösterilmesi gerek.
Dünya sadece insandan ibaret değil. Dünya sadece insana ait değil. O halde atacağımız her adımın sorumluluklarını düşünerek, ona göre hareket etmeliyiz. Alacağımız her önlem, çevremizdeki tüm canlılar için olmalı diyerek, yazımı sonlandırıyor ve hepinize hayırlı haftalar diliyorum.