Sabah erken saatte telefonun alarmına uyanınca aldım şok haberi. Normalde alarmı biraz daha erteleyip yatan ben, bu sefer bunu yapma gereği hissetmedim çünkü gözlerim fal taşı gibi açıldı bir anda.
Yıkıldık, 7.4 büyüklüğünde deprem başlığını gördüğüm anda şok oldum. Korka korka depremin nerede olduğuna bakmak istedim ve merkez üssü Kahramanmaraş Pazarcık olan 7.4 büyüklüğündeki depremin sadece Kahramanmaraş’ı değil Gaziantep, Osmaniye, Adana, Diyarbakır, Hatay, Adıyaman, Şanlıurfa, Malatya, Samsun, Trabzon ve hatta komşu ülkelerde hissedildiğini gördüm.
1999 Marmara Depremi’nden bu yana, bu denli büyük bir felaket ve bu denli büyük bir yıkımla karşı karşıya kalmıyorduk.
Bu yazıyı kaleme aldığım dakikalarda 7.4 büyüklüğündeki depremin akabinde, en büyüğü 6.6 olmak üzere 66 artçı sarsıntının meydana geldiğini öğrendik.
Ve yine ne acıdır ki daha fazlasının olması kuvvetle muhtemelken 06.30 itibariyle AFAD 7 ilde 76 kişinin hayatını kaybettiğini, 440 kişinin ise yaralandığını dile getirmişti.
Depremin merkez üssü olan Kahramanmaraş’tan ise şu an için net bir bilgi verilemiyor. Zaten beni de şu an için daha çok Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye ve Gaziantep’teki durum korkutuyor.
Çok büyük bir felaketle karşı karşıyayız. Hatta öyle ki ülkemiz yetkilileri dördüncü seviye bir alarmda olduklarını açıkladı ve arama kurtarma çalışmaları için uluslararası yardıma açık olduklarını belirtti.
99 Marmara Depremi’nden bu yana yaşadığımız en büyük felaket olan bu deprem, bir kez daha bize hayatın ne kadar planlanamaz olduğunun kanıtı oldu. Bu kadar deprem bölgesi olan bir ülkenin vatandaşları olarak, her an aklımızın bir köşesinde depreme karşı hazırlıklı olmak, deprem anında yapılacaklara dair bilinç sahibi olmak zorundayız.
Deprem öldürmez, bina öldürür lafında olduğu gibi yapı stoklarımızın ne durumda olduğunu kontrol etmeliyiz.
Depremin olduğu ilk andan bu yana devletin tüm kurumları büyük bir seferberlik örneği göstererek, depremin yoğun olarak etkilediği 10 ile yardım götürmek için harekete geçti. İlimizden de şu ana kadar 36 araç ve 177 personel deprem bölgesine intikal etmek için yola çıktı.
Hayatın ne kadar bir anda değişebildiğine dair acı gerçeklerin tokat gibi yüzümüze çarptığı şu felakette, birlik beraberlik içerisinde olmak ve yaralarımızı ivedi bir şekilde sarmak en büyük amacımız olmalı.
Umarım can kayıplarımız çok yüksek rakamlara çıkmaz ve zaten dağlanan yüreklerimiz daha da kahrolmaz. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Depremle yaşama gerçeğine alıştığımız ve depreme karşı yapı stoklarımızı daha da güçlendirdiğimizi öğrendiğimiz gün geleceğe daha da umutla bakabileceğimiz, en azından bu tarz felaketlerin bizi o kadar da büyük oranda etkilemeyeceği günlere bir an önce ulaşırız dileği ile yazıma son veriyorum.
Allah deprem bölgesinde bulunan vatandaşlarımızın yardımcısı olsun.