İnternet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte sosyal medya da hayatımıza hızlı bir giriş yaptı. 2003 yılından bu yana sosyal medyayı kullanan insan sayısındaki artış inanılmaz boyutlara ulaştı ve öyle ki şuan bu mecrada yer almayan insanlar yadırganmaya hatta garipsenmeye başladı.
Medyanın içinde yer alıp, sosyal medyayı da sıkça kullanan biri olarak kalkıp kimseye sosyal medya kötülemeyeceğim ancak geçtiğimiz günlerde hepimizi hüzne boğan bir hadise üzerinden kendimce bir şeyler karalamak istiyorum.
Neslican Tay…
21 yaşında gencecik bir kardeşimiz kanser illetiyle savaştı ve geçtiğimiz Cuma günü hayatını kaybetti. Onun verdiği mücadele, yaydığı enerji birçok kişiye belki de umut oldu. ‘Belki kaybedeceğim ama savaşırken kaybedeceğim’ sözüyle mücadeleci tavrını hep ortaya koydu.
Sosyal medyada aktif olarak yer alan Neslican kardeşimiz, güler yüzüyle etrafına ışık saçtı. Dediğim gibi bu hastalıkla mücadele eden vatandaşlarımız için rol model oldu.
Peki başta yaptığım girizgahla, Neslican’ın ne alakası var diyebilirsiniz, açıklayayım. Ben dünyayı tozpembe sanan, dünyada sadece iyilik ve güzellik olduğunu düşünen bir insan değilim, hiç de olmadım.
Ancak sosyal medya hayatımıza girmeden önce de dünyada bu kadar fazla kötü insanın da yer aldığını açıkçası düşünmüyordum. İnsanlar bu mecralarda birinin yüzüne söyleyemeyeceği şeyleri rahatlıkla ifade eder, karşısındaki ne düşünür, ne yapar, ne eder, incinir mi diye ölçmeden tartmadan rahatlıkla yazar olmuş.
Neslican kardeşimiz de bu kötü insanların birçok kez densiz yorumlarına hedef oldu. Hastalığı üzerinden prim yapıyor diyenler mi dersiniz, kıyafetlerine hakkı olmadan dil uzatanlar mı dersiniz sayısız densiz, kanserle mücadele veren ve en büyük ilacı enerji ile mutluluk olan genç kardeşimize zehirlerini saçmaya çalıştı. Hatta yetmedi hayatını kaybettikten sonra bile dil uzattılar.
Bu kadar kötü olmayın, birinin yüzüne karşı söyleyemeyeceğiniz şeyleri aman ne de olsa sosyal medya deyip söylemeyin. Hayatınızda empati yapmayı öğrenin ve kötülüklerini bizden uzakta tutun.
Yazımı bitirmeden şuna değinmek istiyorum. Zinnur Büyükgöz Sultan Orhan’da mahalle meclisinde yaptığı bir açıklamada, “İlyas Bey Camii'nin yanında bulunan sağlık birimlerinin bulunduğu arazinin mülkiyeti hazineden belediyemize geçti. Buraya bir meydan yapılacak ve meydanın altı yer altı otoparkı olarak kullanılacak şekilde projesi hazırlanmış durumda. Karşı tarafta Sağlıklı Yaşam Merkezi'de tüm birimleri içine alacak şekilde projesi toparlanma sürecinde. Bir sonraki toplantımızda ihale ve yapım süresini sizlerle paylaşacağız” dedi. Kenti yönetenlere çağrımdır, bu projede kanser hastalığıyla alakalı bir birim olacaksa gelin Neslican kardeşimizin adını verelim ve onun anısını Gebze’de yaşatmaya devam edelim.
Neslican kardeşim, huzur içinde uyu. Mücadelen hiçbir zaman unutulmayacak.