10 Kasım 1938 günü saat 09.05’te bir ulusun kurucusu, kurtarıcısı, ulu önderimiz ebediyete intikal etti.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 83. Yıldönümünde, büyük Ata’yı saygı, minnet ve özlemle anıyorum. Bu zamana kadar, aklımın kestiği her zamanda Atatürk’ün açtığı yolda, gösterdiği hedefe ilerlemek için, onun yolumuzu aydınlattığı ilke ve inkılaplar ışığında hayatımı idame ettirmek amacında oldum. ‘Ey Türk gençliği’ diye seslendiği nesilden biri olarak hayatım boyunca da gösterdiği yolda mücadele etmeye devam edeceğim. Ne söylesem eksik kalacak, ne desem Atatürk’ü tarif edecek bir şey bulabilecek miyim bilmiyorum, o yüzden siz değerli okurlarımıza özellikle biz gençlere seslendiği ‘Gençliğe hitabe’yi bir kez daha sizlerle paylaşacağım.
Sevgi, saygı, minnet ve özlemle bir kez daha Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü anıyor, yıllar önce sınıflara girmeden okuduğumuz Andımız’ın sözleriyle yazıma son veriyorum; “Ey büyük Atatürk, açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim.”
“Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
Mustafa Kemal Atatürk”