Bir ay boyunca sahur ve iftar arasında geçen sınırlı öğün düzeninden sonra, Ramazan Bayramı’nda aniden eski yeme düzenine dönmek birçoğumuzda sindirim sistemi rahatsızlığıyla sonuçlanabilir. Oysa bu özel günleri, hem bedenimize hem de ruhumuza iyi gelecek şekilde geçirmek bizim elimizde.
Bayram sabahı, mideyi yormayacak hafif bir kahvaltı ile güne başlamak en doğrusudur.
Bayram denince akla gelen ilk lezzetlerden biri tatlılar oluyor. Ancak bir ay boyunca azalan şeker tüketimiyle birlikte insülin hassasiyetimiz artmış olabilir. Tatlıyı kontrollü tüketmekte fayda var. Şerbetli tatlılar yerine meyveli tatlıları tercih etmek hem daha hafif hem de sindirimi kolaylaştırıcı olacaktır. Ramazandan sonra günlük öğün sayılarınızı yeme sıklığınızı kademeli artırınız.
Oruç dönemi boyunca su tüketimi gece saatlerine sıkışmıştı. Bayramla birlikte su içme düzenimizi de yeniden oturtmamız gerekiyor. Gün boyu düzenli aralıklarla su içmek, hem sindirimi destekler hem de vücuttan atılması gereken yapıların atılmasına yardımcı olur.
Bayram ziyaretlerinde geçirilen uzun saatler, hareketliliğimizi azaltabilir. Kısa yürüyüşler yapmak, hem sindirimi rahatlatır hem de yediklerimizin enerjiye dönüşmesine katkı sağlar.
Bayram… Paylaşmak, sevdiklerimizle bir arada olmak ve ruhumuzu beslemek için bir fırsattır. Ama bedenimizi de unutmamalı, ona da bayramı yaşatmalıyız… Aşırılıklardan uzak, dengeli ve ölçülü beslenerek bu özel günleri sağlıkla geçirebiliriz.
Tüm değerli okurlarımızın Ramazan Bayramı’nı kutlarım..