Koronavirüs yasakları kapsamında uzunca bir süredir hayatımızda olan ve tüm alışılagelmiş eski davranışlarımızı engelleyen, sokağa çıkma yasağı artık kalktı. Tüm Türkiye genelinde artık hafta sonu ve hafta içinde belirli saatler arasında olan yasak yok.
Bu olumlu gelişmenin ardından bir korkum var ki, o da insanlarımızın hastalık bitti diye davranması.
Bu işin en büyük problemlerinden biri rehavet. Evet sokağa çıkma yasağı bitti, evet artık kahvelerde oyun yasağı yok, evet artık sinemalarımız açıldı, evet artık şehirler arası seyahatlerimiz izne tabi değil ama dediğim gibi hastalık gerçeği olduğu gibi ortada duruyor.
Bu bağlamda ne yapmamız gerek diye düşünürsek; maskelerimizi çok kalabalık ortamlarda indirmeyeceğiz, temizlik ve sosyal mesafeye dikkat edeceğiz ve sıramız geldiyse mutlaka kolumuzu sıvayıp aşımızı olacağız.
Türkiye’de aşılama hızı umut verici bir şekilde devam ediyor. Halkın aşıya ilgisi var bu hastalığı yeneceksek aşılamaya kazanacağımız bağışıklıkla yeneceğiz.
Bir daha kimse hastalıkla mücadele etmek istemiyor, bir daha kimse kısıtlamayla karşı karşıya kalmak istemiyor, esnaf eşimiz ve dostumuz bir daha dükkanını kapatmak istemiyor. Bir daha hafta sonlarımızda evlerimizde kapalı kalmak istemiyoruz.
O zaman yapmamız gereken tek bir şey var o da kısıtlamalar ne kadar kalkarsa kalksın tedbirlere sıkı sıkıya bağlı olalım. Bu hastalık bitti, aşılamayla beraber toplumsal bağışıklık sağlandı, artık maske derdi yok denilene kadar-ki çok da uzak olamayan bir gelecek- sağlıkçılarımızın bir daha yorulmaması için gevşemek yok.
Yaşanacak bir olumsuz süreçte etkilenecek olanların yine bizler olduğunu bilerek hareket edelim ve gelecek günler için kısıtlamalar kalksa da daha sağlam adımlar atarak, hastalığın kökünü tamamen kazıyalım.