Malumunuz bir süredir gecemiz gündüzümüz koronavirüs oldu çıktı. Gözlerimiz gece Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yapacağı açıklamada, gündüz ise İçişleri Bakanlığı herhangi bir genelge yayınlamış mı yayınlamamış mı ona bakıyoruz.
Haberler koronavirüsle alakalı, sokaklar koronavirüs konuşan insanlar dolu, yolda maskesiz ya da eldivensiz insan görmeniz neredeyse imkansıza yakın.
Biliyorsunuz geçtiğimiz Cumartesi günü çok önemli bir karar alındı. 65 yaş ve üzeri ile kronik hastalığı bulunan vatandaşların sokağa çıkmalarına kısıtlama getirildi. Doğru da bir adımdır. Malum hastalığın risk grubunu daha çok bu yaş aralığı oluşturuyor ancak yeterli midir diye düşününce işin içinden çıkamıyorum.
Televizyonlarda onlarca insan konuşuyor, konuyla alakası olsun olmasın herkes uzmanmış gibi davranıyor ve insanlar da bundan sıkılmış durumda farkındayım ancak koronavirüse karşı birkaç kelam etmek de ben istiyorum. Uzmanlık alanım bir virüs değil, asla da olmayacak ama bulaşma hızı bu kadar yüksek olan bir hastalık konusunda sadece 65 yaş ve üzeri vatandaşlara kısıtlama getirilmesi doğru mu?
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ‘Herkes kendi OHAL’ini ilan etsin’ dedikten sonra hiç düşündük mü imkansızlıklardan ötürü ‘OHAL’ ilan edemeyecekleri.
Hastalığın hafif seyredeceği, belki de hiç hissetmeyecek insanların bu virüsün taşıyıcısı olabileceğini hepimiz biliyoruz elbette ama bu konuda ne gibi adımlar atacağız.
Geçimini tezgah açmakla sağlayan ya da topladığı kağıtlarla para kazanan vatandaşlarımıza OHAL’ini ilan et demek ne kadar karşılık bulabilir.
En son açıklanan genelgeyle birlikte toplu taşımaya ve marketlere de belli kısıtlamalar getirildi. Her gün toplu taşıma kullanmak zorunda olan ben, açıklanan bu kararları yeterli bulmasam da olumlu buluyorum ama bölgemizdeki yetkililerden bu konunun özellikle özel halk otobüslerinde ciddi şekilde denetlenmesini istiyorum.
Bir süredir Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın öncülüğünde yürütülen takdire şayan büyük bir çaba var. Bunun da zaferle taçlanması, bahar aylarına girdiğimiz bu süreçte gelecekteki güzel havaların ve günlerin keyfini çıkartmak için topyekun bir mücadele içine girmemiz şart. Geçen haftaki yazımda da bahsettim asıl mücadele bundan sonra başlıyor diye. Artık o mücadele başladı maçın da 30. dakikasına geldik.
Geriye düşmemek ve maçtan galip ayrılmak için bir an olsun konsantrasyonumuzu kaybetmeyelim. Toplum olarak yahu çok abarttınız kafasından çıkalım. Yetkililerimiz işe giden, çalışmak zorunda olan, günlük kazanacağı yevmiyeyle evini geçindiren kişilere ve küçük esnafa yardım konusuna eğilsin ve daha kesin adımlar atsın.
Ve tüm bunların ışığında bir kez daha belirtmekte fayda var, alacağınız tedbirler o kadar basit ki, gerekmedikçe dışarı çıkma, sosyal mesafeni koru, ellerini sık sık yıka, sarılma, tokalaşma, sevdiklerin ve daha neşeli yarınlar için dişini sık ‘Evinde kal’.