‘Ateş düştüğü yeri yakar’ diye bir atasözümüz var. Gerçekten de öyle, ateş düştüğü yeri yakıyor. İzmir depreminde bugün 6.gün. Televizyondan arama kurtarma çalışmalarını izlemek ile yerinde görmek arasındaki acıyı, bir insanın enkazdan sağ çıkartılması için verilen çabayı, umudu size anlatamam.
Önceki gün Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti yönetimi olarak deprem bölgesindeydik.
Bu yazıyı dönüş yolunda yazdım.
Öncelikle izlenimlerimi size aktarayım.
Türkiye artık eski Türkiye değil.
NTV İzmir muhabirinin Gölcük depreminde görev almış ve hala çalışan bir Arama Kurtarma görevlisine sorduğu soru ve aldığı cevap buna en güzel örnek.
Muhabir görevliye soruyor; ‘O günden bu yana fark var mı ?’
Cevap her şeyi anlatıyor; ‘Gölcükte gece çalışmalarını habercilerin kamera ışıklarıyla yapıyorduk.”
İşin özeti devlet deprem bölgesinde karargah kurmuş.
Gerek belediyeler gerekse yardım kuruluşları sıcak yemek, çay ve kahve ikramında adeta birbirleriyle yarışıyor. Kurtarma ekiplerinin insanüstü bir çalışması var. Müthiş bir kenetlenme var. Diğer temel ihtiyaçlar da eksiksiz bir şekilde karşılanıyor.
Cemiyet olarak İzmir için ne yapabilirizi düşünürken aklımıza meslektaşlarımız için mont ve polar yaptırmak geldi. Elazığ ve Malatya depremlerinde de o bölgedeki gazetecilere polar göndermiştik.
Kış kapıda. İzmir’de de ciddi soğuk var. Oradaki meslektaşlarımıza verilecek en güzel katkı, 21 yıl önce depremi yaşamış bireyler olarak onların üşümemesi ve bizleri hatırlaması olurdu.
Bu bağlamda başkanımız Cemal Kaplan, yönetim kurulu üyelerimiz Recep Şeyhoğlu, Ahmet Zeki Ayar, ben ve Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti geçmiş dönem başkanımız Barbaros Tantan’ın yer aldığı 5 kişilik bir ekiple önceki akşam deprem bölgesindeydik. Dayanışmaya ve paylaşmaya en güzel örnek olarak sahada çalışan İzmir yerel basınına ve ulusal televizyonların kameramanlarına polar, mont ve dezenfektan dağıttık.
Bu vesileyle arama kurtarma çalışmalarını da yerinde izledik.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kaynaklarından alınan bilgilere göre, 10 ilçede 4 bin 424 binada ve 33 bin 434 bağımsız bölümde hasar tespit edilirken, 58 bina ve 1572 bağımsız bölümün de acil, ağır ve yıkık durumda olduğu belirlendi. En acı tablolardan biri Bayraklı’daki Rıza Bey Apartmanı’nın önünde yaşanıyor.
8 katlı bina tuz buz olmuş.
Manzara korkunç.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin enkaz altındayken telefon ile görüştüğü depremin simge ismi Buse Hasdemir de bu apartmandan çıkarıldı.
Deprem sırasında 60 kişinin bulunduğu binadan sağ çıkartılanlar da var, cenazesine ulaşılanlar da.
Vatandaşlar ise enkaz altında kalan yakınlarını apartmanın çevresinde endişeli bakışlarla bekliyor.
Kuşkusuz acı büyük.
Yutkunuyorsun, sesin titriyor, gözlerin doluyor.
Depremde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.