‘Bunlar iyi yalan söyler.’
‘Kork bunlardan.’
‘Allah kimseyi avukatların eline düşürmesin.’
Yukarıdaki cümleler maalesef kahvehane sohbeti misali ortamlarda avukatlar hakkında söylenir. Bu tarz cümleler, avukatlık mesleğine birer hakarettir.
Sevgili okurlar. Dün, 5 Nisan 1958 tarihinden beri kutlanan Avukatlar Günü’ydü. Toplumumuzda son dönemdeki kutuplaşmadan maalesef avukatlar da nasibini alıyor ve bazen bunlar ölümle sonuçlanabiliyor.
Bunun örneğini 16 Mart’ta Gebze’de, Avukat Ersin Aslan’ın haciz işlemi için gittiği evde öldürülmesinde yaşadık.
Avukat, yurttaşın hak arama mücadelesindeki deniz feneridir, yurttaşın yol göstericisi ve öncüsüdür, savunucusudur. Avukatın bağımsızlığı olmasa, yurttaşın hak arama mücadelesindeki kolu kanadı kırılır, sesi kestirilir. Avukatsız hak arama da olamaz, avukatsız hukuk devleti de olamaz.
Keşke dünyada ve ülkemizde hiç haksızlık olmasa, adil bir toplum ve düzen olabilse. Avukatın değeri, haksızlığa maruz kalan yurttaşlar tarafından çok daha iyi bilinir. O yüzden, avukatlara ‘yalancı’ demeyin, ‘avukatlardan korkun’ da demeyin. Avukatlar, yurttaşa kanuni haklarını hatırlatan ve yargılamanın hukuk çerçevesinde kalarak adil olarak yapılmasını sağlayan denetçilerdir, yurttaşın deniz feneridir. Avukatlardan korkmayın, avukatlara güvenin. Çünkü avukat, hak savunucusudur. Cezaevinde yahut emniyette gözaltında, onun hakkını koruyan, bir ihtiyacı olup olmadığını soran sadece avukatı vardır.
Bu yüzden ‘avukata dokunmayın’ diyorum.
Gebze’de, İcra Dairesinin kararını yerine getirmek üzere ilgili adrese giden ve burada silahlı saldırıya uğrayıp yaşamını yitiren 27 yaşındaki Av. Ersin Arslan’ı saygıyla anıyor ve güvenliğimizin teminatı olan tüm avukatlarımızın Avukatlar Günü'nü kutluyorum.