Ön yargılar yüzünden gittikçe çirkinleşiyoruz.. İnsanları dış görünüşüne göre, sosyal yaşamına göre, konuşmasına, aldığı eğitime, hatta dinine göre de yargılamaya başladık..
Bazen o kadar küçülüyoruz ki, nerede duracağımızı şaşırıyoruz..
Kırılır mı? Gücenir mi? Sorgulamıyoruz!
Bende bugün bir konuyu eleştirmek ve sizlerle paylaşmak istiyorum.. Hangi parti olduğunu belirtmeyeceğim ama anlayanlarınız olacaktır.
Katıldığım ve haberini yaptığım programda hemcinslerim tarafından karşılandığım muamele, durup tekrar düşünmemi sağladı.
Cidden bir kadını bir kadın anlayamayacaksa, yanında dahi olmayacaksa, ayıplar gözlerle ve küçümseyici sözlerle tepki gösterecekse, biz bu zamana kadar neyi kimi savunduk..
Konu "Pandemi ve aile üzerindeki etkileri" iken neden konu dışı söylemlerde bulunuldu merak ediyorum.
Neden o kadın benim gözlerimin içine bakarak, 'eşli gelmeyen neden burada' gibi saçma bir söylemde bulundu, hala merak ediyorum.. Veya neden Pandemi değil de yetiştirdiğiniz çocukların giyimi kuşamı hakkında eleştirilerde bulundunuz..
Dinimizce doğru veya yanlış şeyleri biliyorum. Ama demokrasi derken özgürlük derken, batıya döneceğiz diyen sizler bir şeyleri boşladınız. Bir şeyleri unuttunuz.. Kısıtladığınız gençlerin hayallerini, yaşama isteklerini, ne konuda eğlendiklerini.. Sizler, sizin gibi düşüncelere sahip insanlar gözlerinizi kapattığınız gençlere kulaklarınızı da tıkıyorsunuz..
Bir şeyleri dayatamazsınız!
Kısıtladığınız o çocuğu da siz yetiştiriyorsunuz..
'Söz dinlemiyor, namahrem yerlerini açıp dolaşıyor, ben utanır oldum artık, erkek mi kız mı ne olduğu belli değil' ben bu programda Pandemi ve aile hakkında siyasi yöneticilerden hiçbir şey duyamadım..
Gerçekten merak ediyordum konuyu, çünkü gündeme taşıyan bir siyasi parti olarak görüşler benim için önemliydi.. Soru-Cevap olarak ilerleyen bir programdı, soru da yöneltmek isterdim..
Ama üzgünüm, 20.30'da başlatacağım dediğiniz programı saat 21.15'de başlattığınız ve 21.48'de sadece konuşmacıların kısmı bittiğinden ötürü programın gidişatını takip edemedim.. Malum bir kadınım ve o saatlerde eve nasıl dönerim düşüncesiyle yarım saat otobüs bekledim ve evime ulaşabilmek için 2 aktarma yaptım.. Eve gittiğimde 12'yi geçiyordu..
Hani bir sürü şey dediniz ya, beni tanımıyorsunuz da, bir gazetede veya televizyonda haber olsaydım gece o saatte ne işi var diyen insanda siz olacaksınız..
Bazı şeyleri 3 kez düşünmek gerek, bir kadını, onun hayallerini, hayatını bir çok kez düşünmeniz gerek.. Ben bugün birçok kişinin sesini size duyurmak istiyorum..
“6284 sayılı kanun kaldırılsın” diyen bir siyasi görüşü savunan insanları da anlamıyorum. Anlamıyorum..
Ülkemizde kadına çocuğa karşı şiddet bitmezken,
Kadınlar Günü’nde bile ülkemizde kadınlar öldürülürken,
Daha çok önlem almak gerekirken, 6284 Sayılı Kanun’dan tek bir adım bile geriye gidilemez.
Türk aile sistemini korumak adı altında, şiddet gören kadının susması, evinde oturması, o evliliği bir daha denemesi beklenemez.
Bir evlilik yürümüyorsa yürümüyordur. Zorla kimse evli kalamaz.
Bu konuyu erkeklerin konuşmasından ciddi anlamda rahatsızım.
Mesele aileyi korumaktan öte, kadınların hayatlarını korumaktır. Çocukların şiddet görmesinin ya da istismara uğramasının önüne geçmektir.
Mesele, çocuk gelinlere müsaade etmemektir.
Her insanın yaşama hakkı vardır. 'O kadın mı erkek mi ne olduğu belirsiz' dediğiniz insanın da.. Her insanın, sadece insan olmaktan kaynaklanan doğal hakları vardır. Bu haklar tercihleri yüzünden asla yok sayılamaz. Bu hakları dini vazifelerini yerine getirmiyor deyip de yok sayılamaz..