Sevdiğim bir aktörün sözleri ile giriş yapmak istiyorum..
İnsanlık, Afrikalı bir anne çocuğuna "Tabağındaki yemek bitecek!" diye bağırdığında kurtulacak.
-Morgan Freeman
* *
Bir ülkede, zengin-fakir farkının artması ile ülkenin yoksullaşması farklıdır. Gelir dağılımı bozulur, ama ülkenin varlığı kaynakları içerde kalır. Yoksullaşma da ise, ülke servet ve kaynak kaybeder. Zenginin zenginliği azalır, yoksulun yoksulluğu artar.
Türkiye bu durumların ikisini de yaşadı..
Gün geçtikçe fakirleşiyoruz, ama bir kesim için hala zenginiz, hala ülkelere kafa tutabiliriz..
**
Veriler üzerinden anlatmak istiyorum, anlaşılabilirliği olması açısından..
"Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Gelir Dağılımı ve Yaşam Koşulları Araştırmasına göre nüfusun 17 milyonunu oluşturan yüzde 20’lik kesimi, toplam gelirin yarısına sahip olurken, en altta bulunan ve 68 milyonu oluşturanların aldığı pay ise yüzde 6’yı geçemiyor.
Nisan ayında 4 kişilik bir ailenin yeterli beslenebilmesi için gerekli aylık gıda harcaması olan açlık sınırının 10 bin 135 TL olduğunu biliyor musunuz?
Peki gıdanın yanı sıra, giyim, konut (kira, elektrik vs) ulaşım, eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçlar için yapılması zorunlu aylık harcamaları ifade eden yoksulluk sınırının 33 bin 14 TL olduğunu?
Nisanda bekar bir çalışanın aylık yaşam maliyeti ise 13 bin 167 TL olarak ölçüldü."
Yoksullaşan Türkiye'de, çalışanların yarısından fazlası asgari ücret alıyor. Bir diğer kesim asgari bile alamıyor.. Bu ülkede evini, yaşamını, hayatını geçindirmek isteyen bir kesim var..
**
“Geleceğe dair hiçbir hayalim yok...”
Bu sözleri hatırlıyor musunuz? Bilmiyorum ama bu sözler bir zamanlar benimde sürekli kafamın içinde dönüyordu.. Bir şeylere heves ettiğimde, önüme çıkan setleri yıkmak istediğim, hala bir şeyler için çabalamak istediğim zamanlar var evet.. Ama adaletsiz bir sistemle değil. Adaletsiz bir Türkiye'de değil. Bu ülkede kimse yoksul değil safsatalarını bırakın artık..
'Dünyada milyonlarca insan açlıktan ölüyor..'