Dünyanın küçüldüğü hakkında bir hayli söz duyduk ve duymuşuzdur kıymetli okurlarım.
Hakikaten dünya küçüldü mü? Yoksa bununla anlatılmak istenen ulaşım ve haberleşme ağının yerküremizi etkin bir şekilde donatmasından, aşılmak istenilen mesafelerin çok kısalığındandır da insanlar bu cümleleri kurar oldular. Bazen kendi kendime derim ve bir soru sorarım kendime; ‘Dünya nasıldır?’ diye.
Kendime vermiş olduğum cevap; küçülmekte ve yıkılmaktadır. Olmuştur genellikle. Hep böyle derim ya da aklımdan geçiririm. Peki dünyamız böyle tehlike altındayken, insan nasıl böyle habersizce şuursuzca hareket eder?
Oysa değil miydi her insan bir alem yada her insan ayrı bir dünya… Hz Ali’ye atfedilen bir sözde; koca imam ‘Her insan bir dünyadır’ demiştir. Belki de bu dünyamızı biz insanlar böyle değiştirdik. Biz değiştik dünyada değişti neticede.
Amcamın oğlu gelmişti bir vesileyle yanıma, bir kaç dakika hal hatır ettikten sonra "Hiç Değişmemişsin" cümlesi çıkıverdi ağzından. Yıllar sonra yan yana gelişte bu sözü duyunca; Hafif bir gülümsemeyle; ‘Emin misin?’ diye sorup, kalbimi gösteresim geldi. Tabi biz öyle demedik. Teşekkür ettim kendisine aynı eskisi gibi gördüğüne.
Oysa değişimim kalbimde yüreğimde bazılarının değişimi yüzüne vurur. Demek ki bizim değişim içimizde kalmış. Ama çok değişti insanlık. Karakterine göre yaşayarak ya da yaşatarak gösteriyor değiştiğini insan.
Lafa gelince üç günlük dünya dedik. Sonra, en sevdiklerimizi üç kuruşa değiştik. Lafa gelince yaratılanı, yaratandan ötürü çok sevdik. Sonra; Allah yarattı demedik birbirimize dünyayı dar ettik.
Hep suçu başkalarında aradık, şöyle dönüp kendimize hakikat gözüyle hiç bakmadık. Çok kalp kırdık, çok ‘Ah’ aldık, çok can yaktık, çok kirlendik. Lakin kendimizi hep temiz sandık. Uyuduk bencilliğimizle, uyanmayı uzaklara bıraktık. Aldandık, aldandık, bizi aldatan dünyaya daldıkça daldık.
Sonra dünya böyle bir hal aldı. Herkes konumuna göre, parasına göre, yerine göre dünyanın düzenini bozdu halen de daha da bozulmaya doğru gidiyor. Biz değişince dünyamızı da biz değiştirdik. Çünkü biz halife idik. Yaratıldığımızda yaratıcımız öyle demişti. ‘Ben bir halife yaratacağım’ ve yaratılmıştık ama her tarafı yakıp yıkıp geçtik ve hala da yakıp, yıkıp geçmeye de devam ediyoruz.
Ne diyelim dünyayı düzeltmek yine bizde. Yine bizim elimizde. Biz düzelelim ki dünyamız düzelsin. Neyse dostlar sözün özü. Hâlden anla ki; söze gerek kalmasın. Kalmasın ki; gönül, söz yarası almasın... Dünyamız yeniden yaşanılır hale gelsin.
Esen kalın güzel insanlar.