İnsanlar için hayatta olmak, yalnız insanlara ait bir husustur. Diğer canlılar ise kişinin insanlığını tamamlamada yardımcı olan canlılardır. Tabibler (doktorlar) bizlere (insanlara) “bitkisel hayata girdi” diye tabirler kullanır.
Bazı din adamları ise ahlakı insani olmayanlar için de “hayvani hayat” tabirlerini kullanır. İşte insanlar hayatını dikkatli bir şekilde yaşamalıdırlar. Çünkü insan olarak bizim hayatımız denilince yaşadıklarımız bitkilerle ve hayvanlarla ilişkisinin bir arada yaşadıkları anlaşılıyor.
İnsan yaşamına her zaman dikkat etmek zorunda olması lazım. Canlılarla bitkilerle hep ortak özellikleri olmuştur. Bazen canlılar insanlarla karşılaştırılmış ve halk arasında söz öbeği oluşmuştur. “Koca Çınar” yıkıldı gibi bir yazısında okumuştum yeri gelmişken söz etmeden geçemeyeceğim, Cihat Barış’ın bir yazısında okumuştum. “Zarif ağaçların gölgesi gür olur” diye.
Bugün ben bir güzel gördüm... Bakmaya doyamadım... Ya ilahi "Bir çiçeğe bu kadar sanat yüklemek sadece usta bir sanatçının maharetidir” diyor Said Nursi. Sanatı bu kadar muhteşem olan Sanatçıyı düşünürken birden fazla yeteneği olduğunu anlıyoruz. Renklerle desenleri bu kadar uyum içinde yapan Es-Sanii olan rabbim hayretimizi artırsın sözleriyle bazen istikameti bulmamıza yol olurlar.
Yol bir yere gitmez, o bir durma şeklidir. Önemli olan yolu bulmaktır. Yolda durmaktır. Yolu bozmadan olmak gerekir. “Yol; kendine bir yer bulamamış kişinin özlemidir.”
Ne mutlu yolu dosdoğru olanlara.
Esen kalın.