Sen yine de susmayı seç. Konuşur 'kırarsın', kırıklar sende esaret olur. Susar 'kırılırsın', mahşer de günahına kefaret olur!
Dostlar; hayatı öyle yaşıyoruz ki, dünyada ölmeyecek gibi. En sevdiklerimizi kendi ellerimizle koyuyoruz da kara toprağa, belki bir kaç gün bizi yokluğu ıskalıyor. Sonra Hayat normale dönüyor, bir türlü anlayamıyorum şu insanlığı. Bunca ölümlere rağmen, halen insanlık merhametsiz. Halen insanlık insanlığından uzak yaşıyor.
Kırıyor yakınındakini de, hiç tanımadığını da. Hatta öyle oluyor ki dilim bile varmıyor ama canına bile kıyabiliyor. Ah keşke diyorum. İnsanlık kendini anlasa da dönse atık insanlığına. Kaybettiği o insanlık gömleğini yeniden giyse.
Hatasını kabul etse de geçmişiyle bir yüzleşse. Geçmişinin kirini, pisliğini bir hatırlayabilse. Geleceğini geçmişinin kiri üzerinden değil de yeniden tertemiz bir yerden başlayabilse. Bilmiyorum ama o geçmiş tevbe edilmekle bırakılabilir mi? Bu tevbeyle kendini onarabilir mi insanlık. Ya da geçmişin onarılması mümkün olur mu?
Tevbe ile yapılmış olan işlem. Aslında işlenmiş olan kötü bir fiili işlenmemiş hale getirmez. Sadece geçmiş, bir dönüşle bırakılmıştır. Yalnız kişi kendisini arındırmaya yönelmiştir tövbeyle.
Tevbe; kişide belki de geçmişe takılı kalmadan tertemiz bir eylemle hayata tutunmanın bir adıdır. Böylece kişi kendini yeniler. Yada tövbeyle kendini yenilemenin yolunu açar. Konuya başka bir pencereden yaklaşırsak. Tövbenin sebebi geçmiş olmakla beraber, amacı geleceğe güzel bir başlangıç yapmaktır.
Böylece tövbenin, tövbe eden tarafından unutmaya ilişkin bir eylem olmadığını, yani tövbe edenin geçmişinin üzerine bir sünger çekmediğini demek istiyorum. Geçmiş öylece duruyor hatası ve kusuruyla.
Kişi özgür iradesiyle yapmış olduğu o, insanlık dışı eylemlerinin sonuçların sorumluluğunu üstlendiğini, aynı zamanda işlenmiş olan hatanın, kusurun tekrarlanmayacağı hususundaki iradesinin kesinliğini dile getirir tövbeyle.
Kişi bu eylemiyle bir tarihi olduğunu, bilinçli bir varlık olduğunun farkına vardığını ve kendisinin hayvandan ayırdığını ifade eder. Demek ister ki; “benim bir geçmişim var ve geçmişte işlediğim hatanın tarafımdan işlendiğinin farkındayım ve artık tekrarlanmayacağına söz veriyorum” der.
İşte bu söz kişiyi yeniden günah işlemekten sakındırırken , aynı zamanda onu yeniden harekete geçirmeye sevk ediyor. "Ayrılığın hüznünü bilmeyen ne bilsin kavuşmanın sevincini..."
Öyle dostlar. Gelin insanlığımızı yeniden imar edelim. Dönelim hata ve kusurlarımızdan. Dönelim ki insanlık, insan olmanın farkına varabilsin.