Hani yaşlıları konuşturduğumuzda “Nerede o eski günler” diye sitem ederler ya! İşte ben de “Nerede o eski 23 Nisan bayramları” diye geçmişe gitmek istedim. Çocuklukta geçen her bayram adı ne olursa olsun bir başka kutlanır ve asla unutulmazdı.
Geçmişe döndüğümde kendimi çok şanslı hissediyorum. 90’lı yıllarda her yönüyle efsane çocukluk dönemi geçirmişiz.
Şimdi ki çocuklara baktığımda gerçekten üzülüyorum. Evet, sevgili okurlar. Bugün, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Malum, korona belası devam ediyor.
Okullar kapalı. Üstelik üzerine bir de sokağa çıkma yasağı geldi.
Çocuklarımız, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün armağan ettiği 23 Nisan coşkusunu okullarda ve meydanlarda değil de, bilgisayar başında canlı ders ortamında kutlayacaklar.
Gerçekten onlar adına üzücü bir durum. Her 23 Nisan bayramında çocukluğuma dönerim. Bir film şeridi gibi geçiverir gözlerimin önünden o güzel günler. İlk olarak İstiklal Marşı, andımız, müdür veya bir öğretmenin konuşmalarıyla devam eden tören faslı, şiir ve sesi güzel olanların okuduğu şarkılar, türküler, davul-zurna eşliğinde folklor gösterileri, bir süre sonra sabırsızlıkla beklenilen oyunlara yerini bırakırdı.
İlk olarak okul bahçesinde, 23 Nisan koşusu yapılırdı. Toplananların tezahüratları arasında, çuvalla yarış başlardı. Seçilen öğrenciler, içine girdikleri çuvalları bellerine kadar çekip bağlarlar, hoplaya hoplaya, düşe kalka birbirlerini geçmeye ve yarışı birinci bitirmek için uğraşırlardı.
Seyredenlerin gülmekten kırıldıkları, kaşıkta yumurtayla koşma yarışı. Pişmemiş yumurtanın yanında, genellikle pişmiş yumurta ile yapılırdı. Yumurtayı düşürenin diskalifiye edildiği an da kişi pişmiş yumurtasını yiyerek ayrılırdı.
Tören alanındaki havamızda bir başkaydı.
İlkokulu 50. Yıl Chrysler’de okurken okulun bando takımında borazancıydım.
Günler öncesinden süren hazırlıklar 23 Nisan sabahı yerini farklı bir duyguya bırakırdı.
Statlar, meydanlar bizlerle şenlenirdi.
Bando töreni geçişi sırasında alkış yağmuruna tutulur, göğsümüz kabarırdı.
Kısacası 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkusunu marş ve şarkılarla cadde ve sokaklara taşırdık.
Bayram merasimi bittikten sonra anne ve babalar çocuklarını lunaparka götürürdü.
Şimdiki çocuklar gibi her oyuncuğa binemezdik. Bir hakkımız vardı, ya çarpışan otoya ya da atlıkarıncaya binerdik. Ben hep atlıkarıncayı tercih ederdim. Demem o ki dostlar, nerede o eski 23 Nisan Bayramları. İçindeki çocuğu yaşatan herkesin ama öncelikle tüm çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.