Irkçılık söylemleri artık bir söylem olmaktan çıktı öyle değil mi?
İnsanları eleştirmek, yargılamak, ayrıştırmak bunlar sürekli yaptığımız şeylerdi.. Ama artık sessiz yapmıyoruz! Düşmanlığımızı alelade dile getiriyoruz.
Gittikçe çirkinleşiyoruz, ötekileşiyoruz..
**
Bugün sizlerle mültecilere yönelik artan nefret söylemlerine ve olası sonuçlarına değinmek istiyorum..
Aslında mülteci sorununu hainlik ile ırkçılık arasında sıkışmış bir döngüde tartışmak zorunda kalmak da en büyük ayıbımız.
Mültecilerin siyasi hesaplaşmaların öznesi haline getirilmeleri ve seçim vaadi olması karşısında insancıl yanımızı baskılarken de suçluyuz.
**
Gündemi ilgilendiren bir konu başlığına değinmek isterim. Biliyorsunuz ki Türkiye 28 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı 2. tur seçimi için yeniden sandık başına gitmeye hazırlanıyor, şurada sayılı günler kaldı ve ATA İttifakı kurmaylarının da aldığı radikal kararlar ve söylemleri gündemimizi fazlasıyla meşgul etmekte.
Bu söylemlerden Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın "Numan Bey'in anlattıkları sığınmacıların dönmesini içermiyordu." sözlerine Numan Kurtulmuştan yanıt geldi, bildiğiniz üzere..
Kurtulmuş: "Özdağ'ın sözleri gerçek dışı. Hem başbaşa hem de sonrasındaki basın açıklamasında ifade ettiğimiz gibi Suriyeli göçmenlerin güvenli ve gönüllü geri dönüşleriyle ilgili kapsamlı çalışıyoruz" açıklamaları yeni bir polemik oluşturur mu merak içerisindeyim.
Süreç o kadar tempolu ilerliyor ki maç izler gibi savruluyoruz. Sadece bu benim gönülden ricam, 28 Mayıs sonrası planına bakabilelim. Seçimi kaybettik diye yapılacak, atılacak adımlardan vazgeçmeyelim.. Bu ülkenin bir mülteci ve göç sorunu var, bu ülkenin ekonomi sorunu var, bu ülkenin deprem sorunu var, bu ülkenin eğitim sorunu var, bu ülkenin sayılabilecek çok fazla sorunu var..