Sevgili okurlarım; öyle bir zamanda yaşıyoruz ki teknolojinin, ilmin, bilimin içerisinde kendimizi bir türlü bulamadık ve bulamıyoruz. İlkokulda, ortaokulda, lisede ve üniversitede gençlerimiz kendilerini yetiştirmek için çok büyük çabalar sarf ediyorlar, kendilerini ilim ve bilgiyle donatıyorlar.
Ben bu donanımı; kendimiz üzerinde ikiye ayırıyorum; birincisi bilgi donanımı ikincisi ahlak donanımı. Bizdeki temel eksiklik bilgi donanımı olduğu gibi ondan daha önemli olan ahlak donanımıdır. Bu acı gerçeği söylemek gerekiyor. Toplumumuzda kendisi ne ise öyle davranabilen inancı yaşantısı, yaşam, tarzı, görüşü, fikri, zikri vb. İnancı ne ise ortaya koyabilen insanların sayısı oldukça azaldı. Bunun tabi birçok sebepleri var, her insanın zamanında sıkıntılı dönemleri olmuştur. Bu dönemlerden geçsek de asıl oluşumumuz; fikrimizi asla değiştirmemesi gerekir. Bilgilerimizi fikirlerimizi açıkça ifade etmemiz gerekir çünkü bunlar, bizlerin görevleridir. Bildiğimiz konuları söylemek ‘ikilik’ ( söylemek ya da söylememek) diye bir şey bizim için asla olamaz.
Söylediğimiz sözlerin altını dolduracak bilgiye de sahip olmamız gerekir. Demek ki en büyük cesaret kişinin ahlakıdır. Kişi kendisini bileğiyle donatır iyi bir mevki ve makam elde edebilir. Bu elde ettiği mevki ve makamda ahlaki duruşu yoksa her an her şeyi yapabilir. Ekmeğini yemiş olduğu mevki ve makama ihanet edebilir. Bu yüzden ahlak donanımı olmazsa olmazımız olmalıdır.
Kişinin kendisini ortaya koyması ahlakını meydana çıkarması en büyük cesarettir. Yaşlarımız ne olursa olsun kendimizi bu konuda inşa etmeye çalışalım.
Müslüman dünyada kariyerist de olmamalıdır. Gençler belli düşünce akımlarının, belli hareketlerinin parçası pek olmadıklarından; genelde siyaseti, düşüncesi, okumayı, yazmayı, kültürü çok araçsal olarak görüyorlar. Yani ben devlet işine girmek için şurada okumam lazım, şu derneğe gideyim üye olayım vb. gibi şeylerden dolayı kendileri olamıyorlar çünkü kendileri için hedefleri yok. Her birimizin bir hedefi ve bu hedeflerin en önemlisi hedefin ‘ebedi ‘bir hedefi olması lazım. İşte bu ‘ebedi hedef’ kişinin şahsiyetini edebini cesaretini ortaya çıkarır. Bu özellikleri ise kişinin ahlaki donanımını ortaya çıkarır.
Ahlaki donanım nasıl elde edilir diye bir soru sorarsanız cevabı gayet açıktır; Allah’a kul olmakla elde edilir. Gayemiz ana hedefimiz bu olmalıdır. Allah’a hakiki manada kul olmak. Hakiki manada kul olanı görünce imreniriz, olamayanı görünce üzülürüz ama en olmayanın kendimiz olduğunu bilerek. Başkalarının kınayarak değil. O yüzden ana hedefimiz Allah’a hakkıyla kul olmak olmalıdır.
Ne mutlu hedefini bilenlere…
Ne mutlu Allah’a hakkıyla kul olanlara…