Efendiler, uyanınız!
Efendiler, uyanınız!
Müslümanların dünya çapında ölüm kalım kavgası var!
Var olmak ya da tarihten silinmek kavgası! Demiş bir yazısında üstad Sezai Karakoç.
Bu satırları okuduğumda ömründen geçen günlere dalmışım. Çocukluğumda bitmeyen İran- Irak savaşı. Sonra Belki de bu savaş devam ederken ( İran - Irak savaşı) patlak verdi Sırplarla Bosna Hersek savaşı, Rusya Çeçenistan savaşları.
Sonra Amerika geldi Irak’a saldırdı dağıttılar Müslümanları bir birlerinden. Hayvana bile reva görünmeyen hadiseler cereyan etti Ebu Gurayb’de. O zamanlarda insanlığımdan utanırdım. Hıçkırıklara bürünürdüm gece yarılarında.
Hiç bitmeyen ölümler , kan göz yaşı ve zülüm bütün peygamberlerin uğrak yeri olan Filistin’de , Kudüs’te, el Halil’de, Batı Şeria …..
Çocukluğum bu savaşlarda çalınan ezgilerle geçti. Çoğusu aklımdadır, şimdi bile. O Müslümanların imanlarıyla damarımıza can olan kan olan o güzel mısralar. O mısralarda bulurduk kendimizi.
Bu gün ise. İmanımızı diri tutacak çok şeylerden mahrumuz. Gençlerimizin dinlemiş olduğu şarkılar çok farklı. Düşünceler farklı.
Ne acıdır ki;
Öldür öldür bitmiyor bir avuç Müslüman. Ne bereketli kanlarımız varmış ki bir ölüp dirilişimiz binlerce.
Şimdi de öyle bir zamandan geçiyoruz ki; bırakın Allah korusun müslümanlığımızı insanlıktan bile uzak yaşar bir hal var üzerimizde.
Bahar, "bahar" gibi, değil artık.
İnsan, "insan" gibi, değil
Müslüman Müslüman gibi değil.
Kardeş, "gardaş" gibi değil
Yâr, "yâren" gibi, değil
Gazze artık , "Gazze", değil
Ìman, "Îman" gibi , değil
Oysa iman bir değerdi. Bir cevherdi İman yapardı bir sürü insanı ; örnek , Önder , lider …
Ömür, "yaşamak'' gibi, değil..
Bereketimiz çekilmiş hayatımızdan. Çuval dolusu parası olanda aç geziyor insan kalabalıklarının arasından.
Ne deyim ki ;
Allahım ! Sen bilirsin .
Kudretinle döndür bizi
Şefeâtinle kuşat bizi ..
Merhâmetin ve şefkâtinle şifala, sevgiyle güzellleştir, kırdıklarımızı yeniden yap, kırıldıklarımızla onar, zûlümden ve zalim olmaktan berî , "Reşit' isminle yolu imanla çizili, kıl bizi.
"Samet" isminle işit, "Rezzak", isminle rızıklandır, bereketlendir , "Cebbár" isminle onurlandır, "Gaffar" isminle kusurlarımızı bağışla, ört, kapat, kapattır, bağışlayıcılığınla af edebilen kıl,
"Rafî' isminle şereflendir, koru, kolla
Bizi sensiz, kimsesiz, bırakma
Rahmetinle kucakla,
İnşirâhla düzelt bizi.
Bu haftaki yazıma Nazan Bekiroğlu’nun dizeleriyle son vereceğim.
“Bir fırtına kopar rüyanın en dingin anında.
Yusuf hayra yorar,
Züleyha aşka...”
Bilmem yaşanan ve yaşadığımız bu rüyayı siz nelere yorarsınız.
Esen kalın güzel insanlar.
[