"Öğretmeni soruyor çocuğa:
Canlılar kaça ayrılır?
–Dörde ayrılır öğretmenim, diyor çocuk. Bana yanlış gibi geldi ama say bakalım...
Bitkiler, Hayvanlar, İnsanlar, Çocuklar..
- Çocuklar da insan değil mi oğlum?
- Haklısınız, o zaman canlılar üçe ayrılır öğretmenim... - Peki, şimdi yeniden say bakalım...
-Bitkiler, Hayvanlar ve Çocuklar.
- Oğlum insanlara ne oldu?
- Düşünebilenleri hep çocuk kaldılar, düşünemeyenleri de hayvanlaştılar öğretmenim...” der, bir yazısında Halil Cibran.
Dostlar; hayatımıza baktığımızda belkide bu durumu açık ve net şekilde görüyoruz.
Kötülüğün, akla hayale gelmeyen rezilliğin zirve yaptığı zamanlardayız.
İnsanın artık düşünme zamanı gelmeli. Allah’ın yarattığı her ‘an’(zaman) mukaddestir ancak, öyle zamanlar vardırki önemine binaen değeri artar. Bu günler diyorum, Ramazan ayının günleri. Bizleri ‘ulvi’ dereceye ulaştırmalı. İnsan, kendisini bulmalı.
İnsan; İnsanlığına kavuşmalı. Yoksa dünyaya taş gelip, taş gitmek mesele değil. Bu gün insanlık, insanlığından o kadar uzaklaştı ki, sözüm ona hayvanlardan da aşağı durumda olanları görür. Düşünen insan.
Çocukluğundan gelen saflığı ve temizliği, üç kuruşluk dünya uğruna heba etti günümüzün insanları.
Öyle anlarım ve zamanlarım oluyor ki bazen, yüreğimin hirasına sığındığım zamanlarım oluyor. Artık buradan çıkmamam gerektiğini düşünüyorum. Ve göremiyorum artık ‘vefa’yı samimiyeti, saflığı kalmamış kimsede. Belki de. Kalanları ise çocuklarda. Ya da çocuk ruhlu olanlarda.
İnsan gönülden ve ruhtan ibaret değil miydi?
Ruh ve Gönül ise bu aleme ait değildi.
O halde İşlerin, en güzeli bir gönüle dokunmak olmalı.
Ağlayanı güldürmek,
Düşene el vermek,
Darda kalanı sevindirmek. Olmalı değil miydi? Ne oldu da unuttuk bu güzel hasletleri.
“Saatin kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarı insandır” der; A.H. Tanpınar. İnsan artık süreli olarak yaşadığı şu dünyada, zamanını iyi ayarlamalı. Güzelliği, vefayı, samimiyeti, güzel ahlakı, en güzel şekilde sergilemeli ki insanlığa, unutmuş olduğu insanlığı sunabilsin.
Günümüzün düşünen insanı; Cebini yokladı;
Boş...
Yüreğini yokladı;
Kırık...
Arkasına baktı;
Yalnız...
Gökyüzüne baktı;
Mavi...
"Olsun be" dedi"
Yarın var, yaradan var...
Yarın varsa umut var demektir… diyerek hayatını devam ettiriyor.
Dilerim Allah’tan, bu kutlu ve mübarek zamanlar, insanlığını unutan insalara, insanlığını hatırlatır.
Ne mutlu insanlığını kaybetmeyenlere, ya da kaybettikten sonra o güzel değerleri bulanlara.
Esen kalın güzel insanlar.