Değerli okurlarım. Şu dünya hayatımızda, insanlar bir birleriyle ünsiyet kurup yaşamak zorundadır. Bu ünsiyet gönül dünyamızda gönül hoşnutluğuyla olunca huzur içinde bir hayat geçiririz.
Bu hayat geçirmeyi arzu edenler için, sadık ve vefakar dostlar edinmenin lüzumunun günlük zaruri ihtiyaçlar kadar önemli olduğunu, günlük yaşantımızda görürüz. Edindiğimiz dostluklarda, dost seçimi hususunda gayet itinalı davranılması da bizim için o nispetle lazımdır.
Öyleyse; halk diliyle baldırı paçayı sıvayıp dost aramaya çıkan bir adam ya da kadın, dost edinmeden önce hususi hallerini inceden inceye gözden geçirmeli ki karşı taraftan beklediğimiz dostluklarımız zarar ya da ziyanla neticelenmesin. Atalarımız ne güzel dostluğu ifade etmiştir.
“Kusursuz dost arayan, dostsuz kalır.” Bu kusurlarımız bizlerin insan olduğumuzu anlamamız İçin kendi hata ve kusurlarımızı gözden geçirip karşı taraf kutsal değerlerimize karşı kusur işlemediği müddetçe halk arasında fitne ve fesada sebebiyet vermediği müddetçe karşımızdakini affetmemiz lazım gelir.
Yalnızlığın vermiş olduğu sıkıntı ve bunalma durumu ile bilmediğimiz, tanımadığımız adamın deneyip tetkik etmeksizin arkadaşlığa kapılmaktan şiddetle kaçınmalıyız. Eğer kendimizi, hatası büyük, milli ve manevi değerlerimizi çiğnemeyi göze alan halk arasında fitne ve fesada sebebiyet veren kişi ve kişileri dost edinirsek, hem kendimize hem de milli ve manevi değerlerimize karşı hainlik etmiş oluruz. Allah korusun.
Günlük yaşantımızda değişik insan tipleriyle karşılaşıyoruz. Dost bildiğimiz kardeş bildiğimiz kişilerin diğer yüzünü gördüğümüzde şok oluyoruz.
Sevdiğimiz saydığımız insanların hainlikleri, ikiyüzlülükleri ve diğer aşağılık duyguları karşısında şok olduğumuzu mahcup ve mahzun bir şekilde samimi arkadaşlarımıza çok anlatmışızdır. Hatta bizler dualarımızda bile “Allah’ım karşımıza hayırlı insanlar çıkart” diye dua ve niyaz ederiz rabbimize.
Samimi dostluklara kavuşmamız dileğiyle.