Kıymetli dostlar; Çince’de insan kelimesinin tanımı şu kelimelerle ifade edilir. ; toprak, nefes, yürüyen adam ve candan oluşan varlıklara insan denir. Bu bir hikmettir aslında. Çok merak uyandırıcı olarak gördüm kendimde, sizlerle de paylaşmayı uygun gördüm. İnsanoğlu bir merak duygusu içerisinde olmalıdır. Meraksız olan bir insan düşünülemez. Çünkü her şeyin, her şey ile bir ilgisi vardır.
Bu kural aslında her şeyin Allah ile bir ilgisi vardır fikrini canlandırır beynimizde. Çünkü her şeyi hakkıyla yaratan Allah’tır. Bu yaratılış her yaratılanın yaratanla bir ilgisinin oluğunu açıkça meydana çıkarır. Bu fikri gördüğümüzde tüm yaratılmışların dünyamızda bir gayesi ve hedefi vardır
Her fikir bir uyanıklık demektir. Her kelimenin birer manası vardır. Çünkü Allah-u Teala dilleri yaratandır. Kur’an-ı Kerim’de; “Allah (C.C.) H.Z. Adem’i yarattı. O’na isimleri öğretti” Ayeti kerimesi itibari ile Allah (C.C.) dilleri de yaratmıştır. Dolayısıyla dillere çok büyük saygım vardır. Benim bu konuda en çok dikkatimi çeken ve hiç aklımdan çıkarmayacağım merhum Fuat Sezgin Hocam beni çok etkilemiştir. 27 dili çok iyi bilen bir ilim ve bilim adamıdır. Allah rahmet etsin kendilerine.
Hal böyle olunca merak ilmin kapısıdır. Her insan merak etmelidir. Bilhassa gençlerimiz bu ilmin (merak) kapısında beklemek zorunda hissetmelidir kendilerini. Bana öyle geliyor ki hayatı bizler çok kestirmeden yaşıyoruz.
İlişkilerimiz hızlı, davranışlarımız kaba, merhamet duygularımız sönmüş, vefasızlık almış başını gitmiş. Bizden önceki dede ve ninelerimizin hayatlarına baktığımızda ya da biraz daha tarihi karıştırdığımızda insanlık ilişkilerini aşama aşama yürütürlermiş. Ne kadar ilişkilerimiz aşama aşama ilerlerse Allah ile irtibatımız o kadar güzel olur ve sağlamlaşır.
Bizler tarihimizle övünürken övmüş olduğumuz tarihten bize ne var sorusunu kendimize sormak zorundayız. Sormazsak sadece bir hikaye anlatmış oluruz. Onun içindeki ruhu anlamadan yaşantımıza devam etmiş oluruz. Geçmişimize bakarken bize ne var sorusunu kendimize sorarak yaşamayı alışkanlık haline getirelim ki tarihler artık tekerrür etmesin.
Geçenlerde okuduğum bir kitapta yazarın şu ifadesi çok dikkatimi çekti. “Mimar Sinan’ın yapmış olduğu eserlerin hiç birisi diğerinin aynısı değilmiş.” Çok enteresan değil mi? Bu ifadeden ben şunu anlarım. Koca Sinan hayatını her zaman yenilediği gibi eserlerinde yenileyerek inşa etmiştir. Bu günkü yoksulluğumuzu görüyoruz değil mi?
Bu günkü yoksulluğumuz, bizim yokluğumuzdan gelmiyor. Var olanı anlamadığımızdan geliyor. Hayati inanç hocamızın dediği gibi “ servetin üzerinde oturuyoruz, altımızı açık bakmadığımızdan dilencilik yapıyoruz”. Artık o servet sandığının açılmasının zamanı gelsin. İnsanlık ve ümmet bu serveti bekliyor.
Gerçekten başarılı bir çalışma olmuş. Ve başka başka başarılı yazılarınızın olacağına inanıyoruz. Sizleri takip ediyoruz. Zonguldak'tan selamlar.
Çok başarılı bir yazı olmuş, tebrik ederim sayın Adem Hocam. Daha da başarılı yazılarınız olacak buna inanıyoruz ve bekliyoruz. Zonguldak'tan selamlar.