İslam; insanlığın, insan olabilmesi için rabbimizin gönderdiği, hem kendini onarma hem de dünyayı imar etmek için gönderilen dinin adıdır.
İnsan eğer kendini beğenip yaratılış gayesinden uzaklaştığında yeryüzündeki canlıların yapmadıkları kötülükleri yaparak, aşağıların aşağısı olabilir. Yine aynı insan; gönderilen kitaba, seçilen elçinin ahlakıyla ahlaklandığı an meleklerden daha üstün seviyeye çıkabilir. İşte bu haftadaki yazımda küfre, zulme karşı dik duruşunu İslam’dan alan Ömer Muhtar’ın İtalyan hakimler ile aralarında geçen konuşmayı sizlere aktaracağım.
İtalyan hakim, idam kararı vermeden önce Ömer Muhtar'a sorar:
—İtalyan Devleti'ne karşı savaştınız mı?
Ömer Muhtar:
—Evet
—İnsanları İtalyan Devleti'ne karşı savaşmaya teşvik ettiniz mi?
Ömer Muhtar:
—Evet
—İtalya'ya karşı kaç yıl savaştınız?
Ömer Muhtar:
—Yaklaşık 20 yıl
—Yaptıklarından dolayı pişman mısınız?
Ömer Muhtar:
—Hayır
—İdam edileceğinizi biliyor musunuz?
Ömer Muhtar:
—Evet
Hakim şaşırdı:
—Sizin gibi birisi için böyle bir son, çok üzücü
Bunu duyan Ömer Muhtar şöyle dedi:
—Tam tersi! Bu, hayatımın sonu için en güzel yol.
Hakim daha sonra, mücahidlere cihadı durdurmalarını emreden bir emirname yazması halinde O'nu beraat ettirmek ve ülke dışına sürgüne göndermek istedi. Bunun üzerine Ömer Muhtar, O meşhur sözlerini söyledi; “Her namazda Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed’in (S.A.S) de O'nun resulü olduğuna şehadet eden parmaklarım, asla yanlış bir şey yazamaz!
Bizler teslim olamayız. Ya kazanırız ya da ölürüz!
Biz ölsek de kazanırız ve siz kaybedersiniz fakat acı olan siz bunu ancak öldüğünüzde anlarsınız ve bunun size bir faydası olmaz!”
Ömer Muhtar'ı rahmetle anıyoruz! Mekânı Cennet olsun. Selam olsun böylesi yiğitlere.