Alem nakıs ( noksan ) olarak yaratılmıştır. Nakıs olduğu içinde; eksikliğin, kusurun ve noksanlığın olduğu bir alem düzeni; ontolojik (varlığın ne olduğunu, anlamını, doğasını inceleyen bir bilim) bir zorunluluktur. Çünkü mutlak iyilik, mutlak tamlık ve kusursuzluk sadece yüce Allah’a aittir. İçinde hiç bir kötülüğün, hiç bir kusurun ve hiç bir noksanın olmadığı tek varlık Cenab-ı Allah’tır. “O” vahdeti vücuttur.
Masivallah (Allah dışındaki her şey) yaratılmıştır. Mahluktur. Bu vasfından dolayı kötülük ontolojik bir zorunluluk haline gelir. Bu olay, bu durum, insanın kötülüğü meşrulaştırması anlamına gelmez. İnsan kötülüğü ontolojik bir zorunluluk olarak kabul edip, her bir kötülükle mücadele etme görevini yerine getirmelidir. Ve hayatı bu mücadele içerisinde olmalıdır.
Dini açıdan da; neden kötülük var? Sorusu aklımıza gelebilir. Mevlana öyle der. “O kadar tikenin içerisinde sen Gül ol ki; güzelliğin meydana çıksın.” İşte o gülün meydana çıkması İçin o kötülüklerin olması gerekir. Zaten dünya imtihan yeri. O “Gül” olabilme yeri. Kötülük var diye insan, Allah’a isyan ederse büyük bir hata eder. Kötülüğü bu yaratılış durumumuzun kaçınılmaz sonucu olarak kabul edip, her bir kötülükle tek tek mücadele etmek zorundayız. İnsanlığın görevi kötülükle mücadele etmek, bizler kişisel vasfımız ve durumumuzla ilgili bir imtihan olduğunun farkına vararak hareket etmek zorundayız. İnsanoğlu için aslında Her bir kötülük, her bir noksanlık, her bir felaket ve eksiklik bir yönüyle biz insanlara sunulan bir imkandır.
Her imkan ise bir imtihandır. Doğru kullanabilirsek o felaket, o kötülük, o noksanlık bizim için bir imkana dönüşür. Bizi öldürmeyen her darbe, bizi güçlü kılar. Neyimiz güçlenir? diye aklımıza bir soru gelirse; cevabı çok manidardır. İnancımız, irademiz, sebat ve sabrımız, aklımız güçlenir. Tecrübe ediniriz, dersler çıkarırız. Kişiliğimiz güçlenir. Maneviyatımız güçlenir ama aynı zamanda her imkanda bir imtihandır. Eğer heba edilirse bu imtihanı kaybederiz. Allah’ın verdiği o kadar imkan ve nimetler varki bunları saymaya gücümüz ve takatimiz yetmez. Bu nimetleri farkında olmadan kullanırsak bizim için bir imtihana dönüşür. Dolayısıyla kötülük meselesinde de neden şer var? Neden kötülük var? Diyerek sorgulamaları yaparsak, Bu sorgulamalara da hikmetle cevap verirsek, bizim için büyük bir imkana dönüşür.
Hayatımızın bir gayesinin olduğunun farkına varırız. Dünyada insanoğlu her bir kötülükle tek tek mücadele edebilme olgunluğuna erişmemiz gerekir. Esas olan bunu yapabilirsek eğer o imtihanlarımız bizim için imkana dönüşür. Mevlana öyle der. “İlkbaharın ilk gününde yağan ilk yağmurla damlasını, istiridye tabiatı gereği inciye dönüştürür. Yılan ise tabiatı gereği zehre dönüştürür.”
Ne mutlu hayatını inciye dönüştürebilenlere. Sağlıcakla kalın.