Kıymetli okurlarım; yazımızı meramımızı daha iyi anlatabilmek, daha iyi anlayabilmemiz için geçen haftadan yarım kalan söyleşimize devam etmeyi uygun gördüm. Hata ve kusur bizdendir. Başarı ise Allah’tandır.
Dedik ki kıymetli dostlar; önümüze kapitalist sistemlerin koyduğu bir sürü tercih vardır. Mesela bu tercihlerden Coca Cola mı tercih edersin, Pepsi’yi mi, Cola Turka'yı mı, Fanta'yı mı vb.? Mesele geliyor ta buralara dayanıyor. Şu markayı mı satın almalıyım? Yoksa bu markayı mı? Özgürlük bizlere satın almama opsiyonunu vermiyor. Birinden birini seçeceksin diyor ve bütün bunların sonucunda kendimizi farklı bir bağımlılık ve kölelik içerisinde hayatımızı yaşamaya devam edebiliyoruz. Farkında olmadan kendi ürettiğimizin, kendimizden aşağı olan şeylere, nesnelere, alışkanlıklara, pratiklere kul köle oluyoruz.
Adına alışkanlık diyoruz, hobi diyoruz. Ben buna bağlandım çok sevdim diyoruz. Aslında bütün bunlar farklı kulluk ve köleliği ifade ediyor. Çünkü senin ve benim zihnimi hayatımızı, tercihlerimizi belirleyen bir yaşam tarzı haline geliyor. Allah’a kul köle olmak ise aslında bu dünyada insanın Allah’tan başka hiç bir şeye ihtiyacının olmadığının idrakine varması demektir ve bu muazzam bir özgürlüğü ifade eder. Yani derki kişi, “Allah’tan başka benim hiç bir şeye ihtiyacım yok.” Bu öyle büyük bir özgürlük ki, bunu parayla, pulla, malla, mülkle satın alamazsın.
Şimdi bu açıdan baktığımızda modern insanın anlam arayışını bulmadan, hayatına ya da kendi zatında anlamı olmayan , manasız bir evrende dolanıp duran bir insana dönüşür. İnsan anlam güdüsüyle hareket eden bir varlıktır. Anlamsızlık bizim anlam arayışımıza bir cevap teşkil etmez. Derdimize şifa olmaz çünkü anlam olmadan hayatımızda bir tamlık ve bütünlük, bir itminan duygusuna kavuşmamız mümkün değildir. Ne için yaşadığımızı? Neden? Sorusuna verdiğimiz her bir cevap yetersiz kalacaktır.
Modern bilim teknoloji bize hep Nasıl? sorusunun cevabını veriyor. Halbuki bizim vicdanımızın ve kalbimizin derinliklerinden hep “neden ve niçin” sorularına verilen cevaplar. “Nasıl” sorularının cevaplarına ulaştırmaz. Hep eksik kalır. Onun İçin bizim evrende,hayat serüvenimize bir bütün olarak bakmamız gerekiyor. Bu gün, her şey bir birinden kopmuş, hepsi ayrı ayrı hareket ediyor. Teknik ve teknoloji arttıkça bu ayrışmalar dahada hızlanıyor.
Halbuki teknik ve teknolojiyi doğru yere oturttulabilsek daha açık bir ifadeyle doğru bir şekilde insanlığın yararına kullanabilsek sadece hayatımızı kolaylaştıran değil, insan oluşumuzu anlamlandıran bir enstrüman haline getittirecektir. Özgürlüğümüzü kısıtlayan alanlardan çıkar tam tersine bizlerin anlam ve manaya odaklanmamızı sağlayan bir araç haline gelir. O yüzden bu bütüncül bakış son derece önemlidir. Bizim medeniyetimiz hezerfan (pek çok farklı alanda yetişmiş bilgili kişi) insanların üzerlerinden yükselen bir medeniyettir. Bu konuyla ilgili Farabi’den bir olayı önümüzdeki hafta Allah nasib ederse anlatacağım. Yalnız şimdi, uzun lafın kısası muazzam bir özgürlük için; insan hayatına anlam yüklemelidir. Allah’a ku köle olmak, insanın bu dünyada hiç bir şeye muhtaç olmadığını ifade eder. İşte bu muazzam bir özgürlüktür. Ne mutlu bu makama ulaşanlara.
Esen kalın.
Yüreğimize sağlık Adem Hocam hayırlı vakitler Selâm ve duayla
Teşekkür ederim Yaşar hocam. Var olasınız
Elinize sağlık nice yazılarınızı okumaya .
Teşekkür ederim. Kerimem. Güzel kızım.
Teşekkür ler
Çok beğendim Adem bey yazınızı
Teşekkür ederim kıymetlim
Dilinize yüreğinize saglık hocam. Selam ve sevgiler.
Aleyküm selam. Muhammet amcam