Günlerin ne getireceğini bilemeyiz... Kader, aynı zamanda "yürüyen hüküm" demektir... ‘Gitmeyi düşündüğümüz yere o çoktan varmış olur’ demişti bir yazısında İbrahim Tenekeci.
Hayat bu dostlar; ne getireceği, ne götüreceği bilinmeyen bir ‘sır’ bu.
Sadece yapmamız gereken, insanlığa kendini bildiren, dünyaya medeniyeti öğreten, insan olmayı , insan kalmayı sunan ilahi düsturları, hayatımızda yürütebilmek.
Mutlaka bir sınav olacaktı. Çünkü Sünnetullahtı. Hepimizin bir sınavı olacak.
Uhut'ta savaş vardı, bu savaş bir imtihandı. Tüm yaşam bir imtihandı. Ama Uhut
imtihan içinde imtihandı ve evet, ‘İndirmemeli Nefs dağlarından okçuları’ demişti yedi güzel adamdan Erdem Beyazıt. Nede güzel anlatmış durumu ve çareyi.
imtihan içinde imtihandı ve evet, ‘İndirmemeli Nefs dağlarından okçuları’ demişti yedi güzel adamdan Erdem Beyazıt. Nede güzel anlatmış durumu ve çareyi.
İndirmemek lazım Nefs dağlarından iman okçularını. O okçular ki inançları sağlam olmalı. Dünyaya meyletmemeli. Dünyalı olmadığının farkına varmalı. Eğer farkı fark edemezse işte o zaman büyük felaket tutar eteklerimizden, Boğar bizi işte o zaman dünyanın sözde okyanusları. Tıpkı üzerinde yaşadığımız şu zaman gibi.
Bu çağ; Garip değil mi? Hiçbir 'öz' ve hiçbir 'söz' hiç kimsenin yüreğine değmiyor artık… Bakıyoruz, seviyoruz, okuyoruz, geçiyoruz… Oysa kalmalı insan herhangi bir şeyde… Vazgeçmediği bir 'değeri' olmalı, yüreğinin bir köşesinde... Ama nafile.
Boş işleri, dolu işler gibi anlamışız. Hayatımız öyle devam ediyor. Sadece kendini düşünen, bireysel yaşayan bir topluluk oluverdik farkında olmadan, farkına varamadan.
Oysa çare basitti. Çare çok kolaydı. Kendini anlamak ve tanımak sonrası çok kolay. İşte tam burada yeri gelmişken hatırlatmak ve hatırlamak gerekir Mevlana İdris’inin sözünü;
“Bir kum tanesiyim ama
Çölün derdini taşıyorum.
Rüzgâr
Her sabah ayrı bir şarkıyla geliyor.
Atım vefadadır,
Hiç kımıldamıyor.
Ben varım rüzgârla harab,
Ben varım çöl yerinde kalıyor.
Sevgilim
Gücümü ölçme benim...”
Çölün derdini taşıyorum.
Rüzgâr
Her sabah ayrı bir şarkıyla geliyor.
Atım vefadadır,
Hiç kımıldamıyor.
Ben varım rüzgârla harab,
Ben varım çöl yerinde kalıyor.
Sevgilim
Gücümü ölçme benim...”
Neyse dostlar; yazıma güzel bir duayla son vereyim.
Rabbim! Sesiyle, sözüyle, duruşuyla, gönlümüzde çiçek açtıran güzel insanların gönül bahçelerini soldurma… Gönül bahçelerinin solmaması ümidiyle esen kalın güzel insanlar.