Kulluk yolu kardeşsiz yürünmez; Mekke'nin zorlu yollarında sağında Zübeyr gibi İhlas abidesi, Medine'nin taşlı yollarında solunda Mu'az gibi İlim abidesi kardeşlerin olsun. Düşünce sana el uzatacak kardeşler edin ki yolda kalmayasın.
Evet kıymetli okurlarım; insanlığın bu gün yokluğunu çektiği vefakar, cefakar, sır saklayan insanlara ihtiyacı var.
İnsan; insanın kurdudur sözünü bir kenara bırakıp, insana yurt, sığınak ve korunak olacak. İnsanlığa çare olacak, kaliteli insanlar olmak zorundayız. İnsanlık alemi, yaratıcının emirlerini rafa kaldırdığından beri, şu dünya içerisinde yaşamayı bir türlü beceremedi. Oysaki insan insana, faydalı olduğu oranda insandı. Şimdi düşmeye gör. Düştüğün an elinden tutup çıkarmak yerine, birde üstüne basıyorlar çıkamasın diye.
İnsanlığa rehber olarak gönderilen Hz Muhammed ile Hz Alinin arasında şöyle bir konuşma geçer.
Hz Ali der ki; Allahtan dileğim, hiç kimseye muhtaç olmamak. Ey Allahın rasülü der.
Bu sözü işiten Hz Muhammed; Ey Ali öyle deme. İnsan insana muhtaçtır. Allah; namerde muhtaç etmesin de der.
Her devirde insanın insana şifa olduğu, kaliteli insanlar yaşamıştır. Bu insanlarla buluşup tanışmak belki de nasip ve niyet meselesidir. Bu güzel insanlar, Anadolumuzda hep var olmuşlardır. Var olmaya da devam ederler İnşaallah.
Onlar, hayatlarında olduğu gibi vefatlarından sonrada hüzme hüzme ışıklarını, gönülleri kararan insanlığa sunmuşlardır. Sunmaya da halen devam ediyorlar. Evvel giden (vefat eden) güzellerin hayatını okuduğumuzda yada hatıralarını duyduğumuzda, kalbimizdeki huzur, gözümüze ve bedenimize yansır, O güzel insanları rahmet ve minnetle anarız. Hayatımızın karmaşık sıkıntılarını basitçe özetlediğini, şifa olacak ilaçlarını reçeteleriyle önümüze sunduklarını çok görmüşüzdür. Onların adları anıldığında Allahın rahmetinin yayılmasının sırlarını da görmüşüzdür.
Bütün bir insanlık olarak, imtihan dünyasındayız. Sorumluluk duygusu kendi yaralarımıza, kendi acılarımızın sancılarına rağmen cesaretle ayakta durabilmeyi, ayağa kalkmak isteyenlere de omuz verebilmeyi gerektiriyor.
Zeyd bin Eslemin babasından naklettiğine göre: Hz. Ömer (R.A) bir gün dostları ile otururken aralarında şöyle bir konuşma geçmişti. Hz. Ömer (R.A) yanındaki dostlarına: Allahın kabul edeceği tek bir dileğiniz olsa ne isterdiniz? diye bir soru sormuştu. Oradakilerden biri: Ben, şu oda dolusu gümüşüm olsun da onu Allah yolunda harcamak isterim dedi. Bir başkası: Şu oda dolusu altınım olsun da onu Allah yolunda harcayım isterim dedi. Bir diğeri: Bu oda dolusu mücevherim olsa da Allah yolunda harcasam isterim dedi. Herkes dileğini söyledikten sonra oradakiler Ya Ömer peki sen ne isterdin? diye sordular. Hz. Ömer (R.A): Ben de, Ebu Ubeyde bin Cerrah, Muaz bin Cebel ve Huzeyfe bin Yeman gibi bir oda dolusu adam isterim ki onları, Allah yolunda görevlendireyim diyerek herkesi duygulandıran dileğini söyledi. Görüldüğü gibi Hz Ömer gibi bir dava adamının gözünde bu yolda öncelikli ihtiyaç maddi imkânlardan ziyade görev bilincine sahip, kaliteli kadroların varlığıdır.
Bu gün hepsinden çok bu kaliteli, rehber ve öncü insanlığa ihtiyacımız var.
Memurlu dünyasında bu bilince ulaşanlara. Esen kalın.
Vvaaaaoooww