Hukuk konuşalım köşesinin değerli okurları, bu yazımızda grev ve lokavtın iş sözleşmelerine etkisini değerlendireceğiz.
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’muza göre işçilerin, topluca çalışmamak sureti ile işyerinde faaliyeti durdurmak veya işin niteliğine göre önemli ölçüde aksatmak amacı ile aralarında anlaşarak veya bir kuruluşun aynı amaçla topluca çalışmamaları için verdiği karara uyarak işi bırakmalarına grev denir. Lokavt ise işyerinde faaliyetin tamamen durdurulmasına neden olacak tarzda işveren veya işveren vekili tarafından kendi kararıyla veya bir kuruluşun verdiği karara uyularak işçilerin topluca işten uzaklaştırılmasıdır.
Kanun hükümlerine uygun olarak yapılan grev ve lokavta “kanuni grev ve lokavt” denir. Kanuni grev ve lokavt süresi içinde işçilerin iş sözleşmeleri askıda kalır. İşçi bu süreçte iş görmez; işveren de ücret ve sosyal yardımları ödemez. Bu süre içerisinde işçilerin iş sözleşmeleri feshedilemez. Grev ve lokavtta geçen süre işçilerin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz. İşveren, bu süreçte iş sözleşmeleri askıda kalan işçiler yerine sürekli veya geçici olarak başka işçileri istihdam edemez. Kanuni grev ve lokavt nedeni ile iş sözleşmeleri askıda kalan işçiler de bu süreçte başka işveren yanında çalışamaz. Aksi hâlde, işveren yönünden iş sözleşmesini haklı nedenle feshetme imkânı doğar.
Kanun dışı grevde ise grevin yapılmasını teşvik eden, greve katılan veya katılmaya ya da devama teşvik eden işçilerin iş sözleşmeleri haklı nedenle feshedilebilir. İşverenin uğradığı bir zarar söz konusu olur ise sorumlulardan bu zararın tazmini talep edilebilir.
Kanun dışı lokavtta işçiler, iş sözleşmelerini haklı nedenle feshedebilir. Bununla birlikte, işçilere lokavt süresince iş sözleşmesinden doğan tüm hakları bir iş karşılığı olmaksızın ödenmelidir. Ayrıca işçilerin uğradığı bir zarar varsa işveren bu zararı da tazmin etmekle yükümlüdür.
Sağlık ve mutluluk sizlerle olsun.