“Sonra ona (insana) fücurunu da,
takvasını da ilham edene (andolsun)”
(Şems, 8)
İnsan ki, yaratılış itibariyle “esfele safilin” ile “eşrefi mahlûkat” arasında çok geniş bir seyir çizgisi çizerek yaşamaktadır!
Rabbimiz, bu vesileyle insana çok geniş bir özgürlük alanı bırakmıştır. İnsanoğlunun bu alanda istediği gibi yaşayabilme, tercihlerde bulunabilme serbestiyeti vardır. Elbette ki tercih ettiği hayat şeklinin/serbestiyetinin/yaşam tarzının da gerektirdiği belli bir sonucu vardır
Kur’an’a göre insanın değeri; yaratılmışların en şereflisi, konumu ise yeryüzünü imar etmekle görevlendirildiği halifeliktir.
Zafiyet yönüyle insan kimdir?
1. Kan dökücüdür.
“Melekler dediler ki: Sen yeryüzünde bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın?” (Bakara 30)
2. Mala ve dünya hayatına düşkündür.
“Kadınlara, oğullara, kantar kantar altın ve gümüşe, salma nişanlı atlara, hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara süslü gösterilmiştir. Aslında tüm bunlar dünya hayatının geçici menfaatleridir.” (Ali İmran 14)
“Muhakkak ki insan mal sevgisine aşırı derecede düşkündür.” (Adiyat 8)
3. Zayıf yaradılışlıdır.
“Allah yüklerinizi hafifletmek istiyor, çünkü insan zayıf yaratılmıştır.” (Nisa 28)
4. Vefasızdır.
“İnsana bir zorluk erişince, yan yatarken, otururken ve ayakta iken sürekli bize dua eder, yakarır durur. Ancak ne zaman ki biz onun bu zorluğunu, sıkıntısını giderirsek, sanki bu sıkıntıdan dolayı bize hiç yakarmamış gibi geçip gider. İşte böylece haddi aşanlara yapmakta oldukları şeyler süslü/çekici gözükür.” (Yunus 12)
5. Nankördür.
“Zaten insan pek nankördür.” (İsra 67)
6. Şımarıktır.
“Gerçekten o böbürlenen bir şımarıktır.” (Hûd 9)
7. Düşmandır.
“O, İnsanı bir damla sudan yarattı, ama insan apaçık düşman olup çıkıverdi.” (Nahl 4)
8. Cimridir.
“De ki: Rabbimin rahmet hazinelerine eğer sizler sahip olsaydınız; harcanır korkusuyla kıstıkça kısardınız. İnsan gerçekten de pek cimridir.” (İsra 100)
9. Acelecidir.
“İnsan iyiliği istercesine kötülüğü ister. İnsan gerçekten de acelecidir.” (İsra 11)
“İnsan yaratılış olarak acelecidir. Size ayetlerimi göstereceğim, benden acele istemeyin.” (Enbiya 37)
10. Ümitsizdir.
“İnsana iyilikte bulunduğumuz zaman yüz çevirir ve yan çizer. Ona bir kötülük dokununca ise hemen ümitsizliğe (ye’se) kapılır.” (İsra 83)
11. Zalim ve cahildir.
“Doğrusu insan hem çok zalim hem de çok cahildir.” (Ahzab 72)
12. Tartışmayı sevendir.
“İnsan doğrusu tartışmaya çok düşkün bir varlıktır.” (Kehf 54)
Kabiliyetleri ve yetenekler yönüyle insan kimdir?
1. Eşyaya isim koyma kabiliyetine sahiptir.
“Âdem’e isim koyma kabiliyetini öğretti.” (Bakara 31)
2. Sorumluluk sahibidir.
“Doğrusu; biz sorumluluğu göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler. O emaneti (sorumluluğu) insan yüklendi.” (Ahzab 72)
3. İyilik yapmayı sevendir.
“Biz, insana; anne ve babasına iyi davranmasını tavsiye ettik.” (Lokman 14)
4. Allah’tan hakkıyla korkandır.
“İnananlardan öyle kimseler vardır ki; Allah anıldığı zaman kalpleri titrer ve Allah’ın ayetlerinin okunması onların imanlarını artırır ve onlar Rab’lerine güvenirler.” (Enfal 2)
5. Tövbe eden ve günahından pişmanlık duyandır.
“Onlar derler ki: Rabbimiz! Şüphesiz bizler inandık, günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru.” (Ali İmran 16)
6. Sabreden, direnendir.
“Ey inananlar! Sabır ve namazla yardım dileyin, şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir.” (Bakara 153)
7. Haksızlığa karşı yardımlaşandır.
“Onlar, bir haksızlığa uğradıkları zaman (o haksızlığı ortadan kaldırmak için) aralarında yardımlaşırlar.” (Şura 39)
8. İyiliği emreden, kötülükten alıkoyandır.
“Sizden iyiye çağıran, iyiliği emreden, kötülüğü ise yasaklayan bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Ali İmran 104)
9. İhtiyaç sahiplerine yardımda bulunandır.
“Onlar, mallarından muhtaç ve yoksullara paylar ayırmışlardır.” (Zariyat 19)
10. Affetmeyi seven, kusurları bağışlayandır.
“Onlar ki; bollukta ve darlıkta verirler, öfkelerini yutkunurlar/yenerler ve insanların kusurlarını affederler. Allah da bu ihsan sahiplerini sever.” (Ali İmran 134)
Her insan bir alet değil; ayettir.
“(Ey Kabe!) Sen ne güzelsin ve senin kokun ne güzel! Sen ne büyüksün ve senin kudsiyetin ne büyük! Ancak, Muhammed’in canı (kudret) elinde olan Allah’a yemin ederim ki, mü’minin kudsiyeti ve saygınlığı Allah katında senin kudsiyetinden daha yüksektir; malı da canı da hürmete layıktır; mü’min hakkında ancak biz hüsnü zan besleriz.”
(İbn Mace, Fiten, 2)