Kimileri diyor ki, kurban bir canlıyı yatırıp kesmeden ibarettir, böyle bir ibadet olamaz...
Olaya böylesi bir noktadan bakan biriyle elbette kurban üzerine konuşmanın ortamı kendiliğinden kalkar. Ona, kurbanın, insanın merhamet duygusunu harekete geçiren bir isteklendirme rolü üstlendiğini anlatmanın imkânını aramaya çaba göstermek nâfiledir.
O, kendini bu olaya kapamış, kilidini de vurup anahtarını denize atmış...
Geliniz bu kurban vesilesiyle İranlı Sosyolog düşünür Ali Şeriati'nin ‘Kurban’a yönelik bakış açısını zihin dünyamıza taşıyalım
İnsanın mükemmelliğe ulaşmasının, bencillikten ve hayvani arzularından kurtulmasının hikayesidir yaşanan.
İnsanın daha ulvi bir makama ve aşka ve bilinçli bir insan olarak sorumluluklarını yerine getirmesine engel olacak her şeyden azade olduğu bir iradeye yükselişidir...
Hikaye, bir koçun kurban edilişiyle sona eriyor.
Sen de İbrahim gibi kendi İsmail'ini getirmelisin Mina'ya.
Senin İsmail'in kim?
Ancak sen bilebilirsin, başkası değil.
Belki makamın, mevkiin, eşin, işin, yeteneğin, gücün, cinsiyetin, statün vs.
Ne olduğunu bilmiyorum, ama İbrahim'in İsmail'i sevdiği kadar sevdiğin bir şey olmalı.
Senin özgürlüğünden çalan, görevlerini yerine getirmeni engelleyen, seni eğlendiren, hakikati duymaktan ve bilmekten alıkoyan, sorumluluk kabul etmektense meşrulaştırıcı sebepler ürettiren ve seni sadece gelecekte senden gelecek yardım için destekleyen ne varsa; işte bunlar onun işaretlerindendir.
Onu arayıp bulmalısın. Eğer Allah'a yaklaşmak istiyorsan, İsmail'i Mina'da kurban etmen gerek.
İsmail'in yerine geçecek koçu (fidye) sen tespit etme, bırak Allah sana yardım etsin ve bir hediye olarak göndersin.
O, koçu ancak bu şekilde kurban olarak kabul eder.
Koç ancak İsmail'in bedeli olduğunda kurbandır; yalnızca kurban olsun diye koç boğazlamak ise kasaplıktır."
Ey "Hakk'a teslim olan", "Allah'ın kulu"!
Hakikatin senden istediği şey, işte budur.
Budur "imanın daveti", "risaletin mesajı".
Bu senin sorumluluğundur, ey "sorumlu insan"!
Ey "İsmail'in babası"!
"İsmail'ini Kurban et"!
"Kendi ellerinle kurban et"!"
Rabbimiz buyuruyor
"Bu kurbanların ne etleri ve ne de kanları Allah'a ulaşacaktır. Allah'a ulaşacak olan ancak sizin O'nun için yaptığınız gösterişten uzak amel ve ibadettir."
(Hac-37)