Selam olsun hidayete tabi olanlara.
Selam olsun ahlakı baştacı kılanlara.
İnsanlık alemi olarak yaşadığımız bu zamanı “ahir zaman” olarak nitelendiririz. ‘Ahir’ ‘son’ demek. Yani “son zaman” başkası yok. Başkası olmayacak olan zaman. Başkası olmayacak yaşadığımız şu zamanın, öyleyse yaşantımıza bir anlam yüklememiz gerekir. Anlamlı bir yaşamı hayatımıza şiar edinmemiz gerekir.
Şöyle bir yaşantımıza bakalım; sokakta gördüğümüz insanların birbirleriyle olan ilişkilerindeki kabalıkları, sokak hayvanlarına karşı tutumları, toplum içerisinde hiç kimseye bir değer verilmeyişi, kişilerin bencil olması. Etkili ve yetkili kişilerin etkisiz ve yetkisiz olan insanlara karşı tavırları, okul ortamında evlatlarımızın birbirlerine karşı hal ve hareketleri, yaşadığımız dünyada diğer insanların umursanmadıklarını görüyoruz.
Dünyamızdaki siyasi sorunlar, ekonomik sorunlar. Büyük sorunlardan haberdar oluyoruz. Haberdar olmak demek ‘yaşıyor olmak’ demektir. Yaşadığımız zaman diliminde sorunlara karşı bir çözüm önerilerimiz var mı? Biz ne yapabiliyoruz? Elimizden gelenini yapıp vicdani bir rahatlık yaşıyor mıyız? Yoksa bana ne mi diyoruz. Bu sıkıntılara ne sebep oluyor. Sorunların böyle olması nereden kaynaklanıyor, bu sorunların hepsinin bir kökünün olduğu hiç mi gelmedi aklımıza? Diyelim ki Amerika bir yerde zulüm yapıyor. Zulmü yapan şahıslar, o zulmü meşrulaştıranlar, o zulüm olsa da “bana ne diyen” insanlar var bu gün dünyamızda ve bu insanlar bu gün çoğunluktalar. Burada üç kısım insan türünden ve üç farklı sorundan bahsettim. İşte bu üç farklı sorunun kaynağı ve kökü ahlaksızlıktır. Aynı şekilde gerek çalıştığımız iş yerinde ve gerekse de ülkemizde bu sorunlar bizim için geçerlidir.
Eğer işlerimizde ya da memleketimizde bir takım kişiler bir yerde bir sorun görüp bu sorunların çözümü için üzerlerine düşen görevleri yerine getirmiyorlarsa ya menfaat sağlıyor ya da o işi gündemine alıp kendisini sıkıştırmayışından kaynaklanır. İşte bunların hepsinin kökü. Ahlaksızlık.
Bütün gördüğümüz sorunların temelinde ahlaksızlık yatar. Öyleyse ahlak nedir? Ahlak; hayatın kuşatan yönünü bilmektir. Giyim kuşam, yüz göz bakımı saça sakala dikkat etmek ahlakın bir bölümüdür. Ahlak, bir işi yapmamızı planlamamızı, kullanılan eşyaların kaliteleri yapılışı dizaynını kısacası bütün hayatımızı kapsar.
Ülkemizde şöyle bir baktığımızda yapılan işlerin yüzde sekseninde sıkıntı görüyoruz. Demek ki üzerimize düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmiyoruz. Öyleyse sorun yine ahlaksızlık. İnsanların bırakın yanlışa dur demeyi. Meşrulaştırdıklarını görüyoruz. Onların ekonomik gücüne, çakarlı arabalarına göre değerlendiriyoruz. Öyleyse nedir ahlak?
Ahlak iki kısımdır. Birinci kısmı “kendini bilmek”. İkincisi; kendisini başkasının yerine koyarak hareket etmek. Biz buna “empati” diyoruz. Peki kendin olmak ne demek? Kendin olmak; kendini bilmek demektir. Bizde öyle bir söz vardır. “Kendini bilen Rabbini bilir” derler işte ölçü budur. Kendini bileceksin rabbini dünya hayatında temsil edeceksin. Sen boşlukta dolaşan bir canlı değilsin. Tüm emanetleri üzerinde yüklenmiş Allah’ın halifesisin. İşte bu bilince sahip olmak. Allah’ın halis kullarının bir özelliğidir.
Ne mutlu halis ve muhlis kul olanlara ve olmak için çabalayanlara.
Teşekkürler. Kalemine sağlık hocam. Mevlam bizleri Salih ve halis kullarından olmayı nasip etsin inşallah