Çocuklar günümüzde birçok konuda istismar ediliyor. Geçtiğimiz gün sosyal medyada birçoğumuzun tanıdığı dijital babanın paylaşımını okumuş ve tüylerim diken diken olmuştu. Çocuklarıyla fenomen olan ailelerin, video çekmek için çocukları nasıl zorladıkları, saatlerce çekim yaptırdıkları, kamera arkasında şiddet uyguladıkları gibi gibi onlarca örnek.
Çocuklar geleceğimizi emanet edeceğimiz, geleceğin yetişkinleri çocukları masum görünen ama hiç de masum olmayan onlarca şeyle istismar ediyoruz. Durmuyor mu eline tableti yapıştır, ağlıyor mu istediği şeyi al, söz dinlemiyor mu ondan daha çok bağır… Her alanda, her ortamda çocuklar istismar ediliyor. Benim dikkatimi çeken, aileleri zor durumda bırakan bir konudan bahsetmek istiyorum. Çocuk parklarında seyyar satıcıların oyuncak satması…
Çocuklar öyle muhteşem varlıklar ki duygularını, isteklerini asla saklamaktan çekinmiyor, neyi nasıl ve ne zaman istiyorsa onun o anda gerçekleştirilmesini istiyor. Çocuğunu sanal ortamdan uzaklaştırıp onunla güzel vakit geçirmek isteyen ailelerin vazgeçilmez durakları ise hepimizin bildiği gibi çocuk oyun parkları. Ama maalesef oyun parkları ticaret haneye dönmüş durumda. Hangi parka giderseniz gidin, mutlaka o parkta elinde çocukların dikkatini çekecek balonlar, yahut yere sergiye açılmış oyuncaklar satılıyor.
Çocuk parkta oynamak yerine satıcıdan oyuncak alma derdine düşüyor. Kalitesi oldukça kötü olan, piyasaya göre fiyatı da yüksek olan oyuncakları ebeveynleri doğal olarak satın almak istemiyor. İşte orada bir kargaşa yaşanıyor. Çocuklar oyuncak alınmadığı için yerlere yatıp ağlıyor, aileyi zor durumda bırakıyor. Çocuğunun elinden tutup keyifli bir gün geçirmek isteyen ailenin ise hevesi kursağında kalıyor.
Küçücük çocuklar oyun oynamak yerine kapitalizmin peşinden savrulup gidiyor. Güzelim vakitleri oyun kurup oynamak yerine iki plastik oyuncak için ağlamakla geçiyor. Bir anne olarak çocuğumu parka götürürken özellikle yanına oyuncak almaması konusunda dikkat ederim. Çünkü çocukların dikkati o oyuncağa yöneliyor ve oyun oynamıyorlar. Ortaya çok anlamsız bir oyuncak krizi çıkıyor. Oldukça basit ancak yaşayan aileler için bir kaos haline geliyor bu durum.
Seyyar satıcılar parkta müşterisini biliyor. Ne kadar ısrarcı olacaklarını, satacağı malın kötü olsa bile alınacağını biliyor. Hiç kasmadan zorlamadan elindeki malı saatler içinde satacağından emin. Ama bu apaçık bir istismar. Satıcı evet elindeki malı satıyor, parasını bol bol kazanıyor. Ama oraya oynamaya gelen bütün çocukların kuracakları oyunları, neşeli kahkahalarını çalıyor. Evladıyla dışarı çıkan ailelerin cebine koyacakları güzel anıları yok ediyor.
Kimsenin ekmeğinde değilim. Lakin bu olaya artık dur denilmeli. Çocuk parklarında seyyar oyuncak, balon gibi şeylerin satışı yasaklanmalı. Alabilen zaten çocuğuna alıyor. Neden çocukların gözüne sokuluyor bu oyuncaklar! Bırakın yahu şu çocukları bir bırakın. Parkta da oyuncakla oynamasınlar, kaydıraktan kaysın, salıncaktan sallansınlar. Yeni tanıştıkları çocuklarla kaynaşsın oyun kursunlar. Ticaretin yeri park değil, çocuklar da müşteri değil!