Geçtiğimiz günlerde yaşadığımız merkez üssü Düzce Gölyaka olan 5,9’luk deprem, bizlere unuttuğumuz gerçekliği ve ne kadar hazırlıksız olduğumuzu hatırlattı.
Her deprem sonrası konuşulan olası büyük “İstanbul depremini tetikler mi?” tartışmaları yeniden gündemimizde yer almaya başladı.
Bir deprem ülkesi olarak hala bu gerçeklikle yaşamayı öğrenebilmiş değiliz ne yazık ki. En basitinden kaçımızın evinde bir acil durum çantası var mesela? Millet olarak başımıza bir şey gelmeden ders almıyoruz, akıllanmıyoruz. Oysa ki elimizde çok acı bir örnek var hâlbuki. 17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de 7,4 büyüklüğünde meydana gelen ve 45 saniye süren Marmara Depremi. Binlerce vatandaşımızı kaybettiğimiz öylesi bir acıyı Allah, bu güzel millete bir daha yaşatmasın dilerim.
O günün şartlarıyla günümüzü karşılaştırdığımızda olası büyük bir depremde “İstanbul’un hali ne olur?” diye düşünmeden edemiyor insan. Deprem anında yaşadığımız korku nedeniyle sağlıklı düşünmek mümkün olmayabiliyor. Çarpık ve düzensiz şehir yerleşmesi almış başını giden İstanbul’da böyle bir depremin bilançosunun çok ağır olmamasını temenni etsek de lafla peynir gemisi yürümez. O yüzden deprem öncesinde alabileceğimiz tüm önlemleri almak çok büyük önem arz ediyor. Öyleyse deprem anında ve sonrasında alabileceğimiz önlemleri tekrar hatırlayalım.
Kesinlikle panik yapılmamalıdır. Sabitlenmemiş eşyalardan uzak durulmalıdır.
Varsa dolgun ve hacimli koltuk, kanepe, içi dolu sandık gibi koruma sağlayabilecek eşya yanına çömelerek hayat üçgeni oluşturulmalıdır. Baş iki el arasına alınarak veya bir koruyucu (yastık, kitap vb.) malzeme ile korunmalıdır. Sarsıntı geçene kadar bu pozisyonda beklenmelidir. Güvenli bir yer bulup, diz üstü ÇÖK, başını ve enseni koruyacak şekilde KAPAN, düşmemek için sabit bir yere TUTUN merdivenlere ya da çıkışlara doğru koşulmamalıdır. Balkona çıkılmamalıdır. Balkonlardan ya da pencerelerden aşağıya atlanmamalıdır. Kesinlikle asansör kullanılmamalı, telefonlar acil durum ve yangınları bildirmek dışında kullanılmamalıdır. Kibrit, çakmak yakılmamalı, elektrik düğmelerine dokunulmamalıdır.
Tekerlekli sandalyede isek tekerlekler kilitlenerek baş ve boyun korumaya alınmalıdır. Mutfak, imalathane, laboratuvar gibi iş aletlerinin bulunduğu yerlerde; ocak, fırın ve bu gibi cihazlar kapatılmalı, dökülebilecek malzeme ve maddelerden uzaklaşılmalıdır. Sarsıntı geçtikten sonra elektrik, gaz ve su vanalarını kapatılmalı, soba ve ısıtıcılar söndürülmelidir. Diğer güvenlik önlemleri alınarak gerekli olan eşya ve malzemeler alınarak bina daha önce tespit edilen yoldan derhal terk edilip toplanma bölgesine gidilmelidir. Okulda sınıfta ya da büroda ise sağlam sıra, masa altlarına girilmemeli, koridorda isek duvarın yanına hayat üçgeni oluşturacak şekilde ÇÖK-KAPAN-TUTUN hareketi ile baş ve boyun korunmalıdır. Pencerelerden ve camdan yapılmış eşyalardan uzak durulmalıdır.