Bugün çok değerli, büyük tasavvuf üstadı, hümanist ve şair Mevlâna Celaleddin Rumi’nin 749. ölüm yıldönümü. Ama o ölüme bizim baktığımız gözle değil, gönül gözü ile bakmış ve ölümü “Hakk'a vuslat” yani “Yaratana Kavuşma” (Şeb-i Arus) saymıştır.
Yüzlerce yıldır hoşgörü ve barışın sembolü olan Hz. Mevlana’nın vuslata erişmesinin 749. yıl dönümünde Konya başta olmak üzere birçok yerde düzenlenen etkinliklerle anılıyor. Bende bu güne özel Mevlana’nın bizlere miras bıraktığı o güzel öğütlerini hatırlatmak istiyorum. Unuttuğumuz birçok değeri bize tekrar hatırlatması umuduyla…
*Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
Hoşgörülülükte deniz gibi ol.
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL.
*Dert, insanı yokluğa götüren rahvan attır
*Çirkinlikle güzelliği görünüşle değil, akılla ayırt edin.
*Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana, içinde inci vardır.
*Ey zulümle bir kuyu kazan! Sen kendin için tuzak hazırlıyorsun.
*Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.
*Korku erkektir, umut ise dişi; onlardan ölümsüz ve temiz şeyler doğar.
*İstediğin kadar inançlıyım de namaz kıl, sadaka ver. Umut verip, güven aşılayıp da yarıyolda bıraktığın insanın gönül sadakasını her iki dünyada da veremezsin.
*Kendine gel, yepyeni bir söz söyle de dünya yenilensin! Sözün öylesine bir söz olmalı ki; Dünya'nın da sınırını aşmalı. Sınır nedir, ölçü ne? Bilmemeli!
Mademki kendinde bir dert veya pişmanlık hissediyorsun; bu, Allah'ın sana olan yardımının ve sevgisinin bir delilidir.
*Ayrılık içinde insanın gözünü açıp kapayıncaya kadar geçen zaman, yıl gibi gelir.
*Gönlü ışık yakmayı, aydınlanmayı öğrenen kişiyi, güneş bile yakamaz. Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen benliğini yakıver.
*Her dil, gönlün perdesidir. Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır.