Sizlere daha önce “Kitap ve İnsan” adlı köşemde okuma alışkanlığıyla ilgili duygularımdan ve bu alışkanlığı kazanabilmeyi istediğimden bahsetmiştim. Peki üniversite dahil 16 yıllık eğitim hayatımızda neden bu alışkanlığı kazanamıyoruz? Biraz bu konu üzerinde konuşmak istiyorum.
Neden bu alışkanlığı kazanamıyoruz sorusuna gelecek olursak bu alışkanlığın en iyi aile ortamında kazanılacağını düşünenlerdenim. Okumak hayattaki en büyük zevklerden biri ama bazen istemeden çocuklarımızı okumaktan vazgeçirebiliyoruz. Bir çocuğu hazır olmadan okumaya zorlamak, okumaktan nefret etmesine neden olabilir. Bu yüzden çocuklar gitgide daha az okuyor. Zevk için kitap okuyan çocukların sayısında önemli bir düşüş var. Biz yetişkinler bu konuda onlara iyi bir örnek olamazken neden onlara baskı yapıyoruz?
Bir hikayenin büyüsünde kaybolmanın ya da bir konu hakkında yeni bir şeyler öğrenmenin sevincini biz yaşamamışken onlara neden eline telefon alacağına kitap al oku diyoruz?
Çocuklar, her hareketimizi izler ve kopyalarlar. Bu yüzden biz yetişkinleri düzenli olarak okurken görmeleri gerekiyor. Kitapları günlük rutinimize ekleyerek kitap okuma eyleminin sadece çocukların yaptığı bir şey değil, aynı zamanda yetişkinlerin de bir uğraşı olduğunu, böylece okumanın çocuklara mahsus bir zevk olmadığını onlara göstermiş oluruz.
Bir diğer yaptığımız hata ise okumayı bir ceza olarak kullanmak. Disiplin ve ceza arasındaki temel fark, disiplinin çocuklara yeni bir davranış öğretmesi, ceza ise çocuklara korku kullanarak yeni bir davranış öğretmesidir. Çocuklarınız yaramazlık yaptığında onlara kitap okuma cezası verirseniz kitap okumaktan nefret ederler. Okumaya teşvik için abartılı ödüller vermek de çocuğun uzun vadeli okuma motivasyonunda azalmaya yol açar. Çocuk, ödül tükendiğinde kitabı bir kenara bırakır. Okumak nasıl bir ceza olmamalıysa, abartılı bir şekilde ödüllendirilmemeli.
Bir diğer hata okumayı bir bedel haline getirmek."20 dakika okursan tabletle / telefonla oynayabilirsin" diyerek okumayı eğlencenin ön koşulu haline getirirseniz, çocuğunuza okumanın “oynamadan” önce yapılması gereken “iş” olduğu mesajını verirsiniz.
Çocuklar kendi seçtikleri kitapları okumak ister. Çocuklarınızı, istediği kitapları okumak yerine, onları aydınlatacağına ve eğiteceğine inandığınız kitapları okumaya zorlamak kitaplardan nefret etmesine yol açabilir. Ömür boyu okuma sevgisini teşvik etmek için çocuğunuzun okumak istediği kitabı seçmesine izin verin. Bazı çocuklar kurgusal olmayan kitapları tercih eder. Bazıları sadece fantezi romanları sever. Çocuğunuza bir kitabın onun okuma seviyesinde uygun olmadığını da söylemeyin.
Kitaplar, raflardan çocuklara bakmalı ve adeta onlara seslenmeli. Kitaplar bir çocuğun erişemeyeceği bir yükseklikte tutulduğunda, çocuk kitabı indirmek için yardım istemez. Çocuklar, çevrelerindeki kitapları ne kadar çok görürlerse o kadar çok okuyacaklar ve okumaya aşık olacaklardır.