Kıymetli okurlarım; bu haftaki yazıma Mevlana Celeladdin-i Rumi’nin gönül hakkındaki yazısına yer vereceğim. Çünkü bizler biliriz ki; insanı yeryüzünün Halife’si olarak yaratan Allah, “Dikkat edin muhakkak ki kalpler (Gönül) Allah’ı anmakla huzur bulur.” Diyerek huzurun kaynağını bizlere Allah’ı anmak olduğunu bildirmiştir. Allah’ın yeryüzüne, rahmet olarak gönderdiği son peygamber Hz Muhammed (S.A.V) ise; “İnsanda bir et parçası vardır ki o sağlam olursa bütün beden sağlam olur. O et parçası kalptir” buyurmuştur.
Kalbin temizliği bizde ruhun temizliğini saflığını ifade eder. Bu kalp temizliği gönlümüze sirayet eder. Gönül ise insanda vicdanı temsil eder. Bir şair gönlü şöyle anlatır. “Gönülden demekle, gönülden olmaz, ‘gönülden’ demekle, ‘gönülden’ olur.”
Birçok gönül erlerimiz bizlere gönül hakkında bilgi verir. Mevlana şöyle gönüle hitap eder.
Mesnevisinde; Ey gönül “gönül” ol!
Ey gönül, sen hiç kuyuya düşmemişsen, sana “Yusuf” nasıl diyeyim?
Ey gönül, sen hiç secdede miraca vasıl olmamışsan, sana Ahmed’in (S.A.V) kokusu nasıl ulaşsın?
Ey gönül, sana sıra sıra çarmıhlar dizilmemişse, İsa (A.S) nefesinin diriltici kokusunu doya doya içine çekebilir misin?
Ey gönül, başın yere düşmemişse, Hüseyni zaferler seni nasıl selamlasın?
Ey gönül, senden önceki kırık gönüllerin şifresini çözememişsen, cennet kokularını nasıl duyarsın?
Ey gönül, sana deli desinler, divane, mecnun desinler; sana mağlup desinler, yenilginin zillet içindeki çocuğu desinler. Fakat ey gönül, sana, zaferin sarhoşu demesinler. Sana, “kalbini kıramadı” demesinler.
Ey gönül, haydi yenilgini mübarek kıl. Kır kalbini ve “gönül” ol. Kokular devşir cennetten; hatta daha ötelerden Seher vakti Allah C.C, buyurdu ki istiğfar eden yok mu? Onu mağfiret edeyim isteyen yok mu? istediğini vereyim duasını kabul edeyim, elindeki tesbihin imamesi gibiyim ey yar! İtsen de çeksen de sana gelirim.
Ey gönül, “Gönül’ ol! Ne mutlu gönüllerde gönül ehli olanlara.