Eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir. Yani bireyin davranışlarında belirlenen hedeflere uygun bir şekilde planlı, programlı olarak yapılan kültürel aktarım sürecidir. Bu, eğitimin akademik tanımıdır.
Akademik tanımından daha önemli olan ise, eğitimin ülkeye ve topluma kattığı değerlerdir. Günümüzde bu değerlerin altının çok boşaldığını söylemem çokta yanlış olmaz. Her şehre açılan apartman üniversiteleri olarak adlandırmakta bir mahsur görmediğim bu yapıların eğitimi ne kadar niteliklidir? Yarın bir gün bu okullardan mezun olan çocukların diplomalı işsizler kervanına katılacağını öngörmek için alim olmaya gerek yok.
Ben, Türkiye’nin nitelikli ve köklü devlet üniversitelerinden biri olan Marmara Üniversitesi’nden mezunum. Bu anlamda kendimi şanslı buluyorum. Gerek aldığımız eğitim gerekse üniversitenin mimari ve sosyal yapısına baktığımızda üniversite gibi üniversite olduğunu söyleyebilirim.
Ben üniversiteyi, insanı hayata hazırlayan önemli bir basamak olarak görüyorum. Dersler dışında size birçok şey kazandırır üniversite hayatı. O güne dek ailesinden ayrı kalmamış, sorumluluk almamış ya da sorumluluk verilmemiş gençlerin, üniversite için başka bir şehirde ailesinden ayrı yaşaması, kendi sorumluluklarının farkına varması, kiraydı, geçim derdiydi, paraydı, insan ilişkileriydi derken ciddi şekilde hayata hazırlandığını düşünüyorum. Bu açıdan baktığımızda üniversite hayatı çok değerli.
Üniversitenin kocaman güzel bir kampüsü olur. Etrafında öğrencinin sosyalleşebileceği alanlar, çayırlar çimenler olur. Öğrenci bu çayıra çimene oturur düşünür, konuşur, tartışır, sosyalleşir.
Gelin görün ki bahsettiğim bu alanların tek bir binaya sığdırılmaya çalışıldığı mantar gibi türeyen üniversitelerde öğrenciler bu imkânlardan yoksun kalıyor. Üniversitenin sadece fiziki yapısı değil elbette önemli olan. Daha da önemlisi verilen eğitimin niteliğidir.
Var olan eğitimin ne kadar nitekli olduğu tartışma konusuyken bir de pandemi illeti çıktı başımıza. Çocuklar aylarca, yıllarca uzaktan eğitim almak zorunda kaldı. Öğretmenlerden bazıları teknolojiyle zorlu bir sınavdan geçti. Üniversite öğrencilerinin seneleri pandemiye kurban gitti.
Bunun acısının çok daha sonraları çıkacağını düşünüyorum. Adım başı liseden bozma üniversitelerle bir yere varılamaz. Ne kadar çok üniversite o kadar çok üniversite mezunu işsiz. İstihdamı, iş sahası olmayan ülkede bu kadar çok üniversite sadece ticarethanedir. Sana bana bir faydası olmaz.