17 Kasım 2021 tarihli yazımızda özel boşanma sebeplerine giriş yapmıştık. Bugün de hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası konusuyla özel boşanma sebeplerine değinmeye devam edeceğiz.
Özel boşanma sebeplerinin ikincisi yukarıda da değindiğimiz gibi Medeni Kanun’un 162.maddesinde düzenlenen hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış halidir. Buna göre eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış, hukuki niteliği itibariyle özel, mutlak ve kusura dayalı bir boşanma sebebidir.
Madde lafzı esasen üç farklı durumu kapsamına almıştır. Bunlar ilki hayata kasttır. Hayata kast sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için ilk şart bu davranışın kasten yapılmış olması gerekliliğidir. Kast, eşin hayatına yönelik eylemin bilerek ve isteyerek gerçekleştirilmesi anlamına gelmektedir. Bu eylemin ihmali davranışla işlenmesi halinde Medeni Kanun’un 162.maddesi uygulama alanı bulmayacaktır. Bu husustaki ikinci şart ise eşin akıl hastalığının bulunmamasıdır. Zira bu durum, diğer şart ile bağlantılı olarak kusur durumunu ortadan kaldıran hallerdendir. Hayata kasta örnek olarak eşi herhangi bir suretle öldürmeye çalışmak, intihara teşvik etmek, ölüm tehlikesi halinde hareketsiz kalmak örnek olarak gösterilebilir.
Madde lafzında belirtilen diğer bir durum pek kötü davranıştır. Pek kötü davranışın neleri kapsadığı madde metninde belirtilmemiştir. Pek kötü davranış sebebiyle boşanma davası için yukarıda belirtmiş olduğumuz şekilde kast ve ayırt etme gücünün varlığı gerekmektedir. Pek kötü davranışa örnek olarak işkence, acımazsızca dövmek, aç bırakmak, hapsetmek gibi durumlar gösterilebilir.
Madde lafzında belirtilen son durum ise onur kırıcı davranıştır. Onuru kırılmak kavramından anlaşılması gereken eşlerden birinin özsaygısını yitirmesine sebep olmaktır. Onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma davası için yukarıda belirtmiş olduğumuz şekilde kast ve ayırt etme gücünün varlığı gerekmektedir. Onur kırıcı davranışa örnek olarak eşini kendisini aldattığı ile itham etmek, eşine başka kişilerin içinde şerefsiz demek gösterilebilir.
Boşanma davasında hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranışın ispatı her yolla gerçekleştirilebilir. İspat yükü davacı tarafa düşmektedir.
Hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma davası açmak süreye bağlıdır. Buna göre davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve herhâlde eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Bu sebeplere dayalı olarak açılacak olan boşanma davasının bu süreden sonra açılması mümkün değildir. Ancak davacı eşin bu olayları genel boşanma sebebi olarak ileri sürmesinde herhangi bir engel bulunmamaktadır.
Kanun lafzında yer bulan son husus ise affeden tarafın dava hakkı olmadığına ilişkindir. Buna göre eşinin fiilini affeden taraf bu nedene dayalı olarak boşanma davası açamaz. Affetmek herhangi bir şekle bağlı olmadan açık veya örtülü, yazılı veya sözlü ya da tamamen davranışla yapılabilir.