Yaklaşık 4 ay önce gazeteye yazdığım ilk yazımda SEDAŞ’a serzenişte bulunmuştum. Aradan geçen zamanda gözlemlediğim kadarıyla üzülerek söylüyorum ki koskoca kurum bir adım ileri gitmeyi başaramadı. Hele ki şu aralar 09.00-17.00 saatleri arasında neredeyse gün aşırı kesintiler başımıza bela olmuş durumda.
Bu elektrik kesintileri ve çeşitli altyapı çalışmaları beni alternatif enerji metotları hakkında düşünmeye itti. Üniversite yıllarımda bitirme projem kapsamında rüzgar enerjisi üzerine bir araştırma yapmıştım. Bugün yazımda sizlere biraz rüzgar enerjisinden bahsetmek istiyorum.
Rüzgar enerjisi nedir, nasıl elde edilire geçmeden önce yenilenebilir enerji kavramını açıklamak isterim. Güneş, rüzgar, dalga, jeotermal ısı gibi kaynaklardan elde edilen ve zaman geçtikçe kendini yenileyebilen kaynaklardan elde edilen enerjiye yenilenebilir enerji diyoruz. Her bir yenilenebilir kaynaktan elde edilen enerjinin üretim ve çalışma prensipleri hem aynı hem farklıdır diyebiliriz. Temelde yatan mantık bir kaynaktan gelen kinetik enerjiyi önce mekanik enerjiye, sonra da bu mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çevirmektir. Benzerlikleri buradan gelirken farklılıkları da bu dönüşümü yapma mantığından gelmektedir.
Rüzgar enerjisini elektrik enerjisine çevirmenin bilinen en yaygın yöntemi rüzgar türbinleridir. Bir rüzgar türbini genel olarak kule, kanat, rotor, dişli kutusu, alternatör, elektrik-elektronik elemanlardan oluşur. Rüzgarın kinetik enerjisi kanatları döndürür ve bu kanatlar bağlı olduğu rotor adı verilen bir çeşit çarkı çevirerek mekanik enerji elde eder. Daha sonra rotor milinin devir hareketi hızlandırılarak gövdedeki alternatör adı verilen elektromekanik başka bir parçaya aktarılır ve bu parça yardımı ile mekanik enerji elektrik enerjisine dönüşmüş olur. Üretilen bu elektrik enerjisi ise aküler vasıtasıyla depolanarak veya doğrudan bizlere ulaştırılır.
Rüzgar türbinleri elbette ki tek çeşit sistemler değildir. Dönme eksenine göre yatay eksenli rüzgar türbinleri ve dikey eksenli rüzgar türbinleri olmak üzere iki sınıfa ayrılmaktadır. Yatay eksenli rüzgar türbinleri hepimizin sıklıkla gördüğü modern rüzgar türbini adı verilen rüzgar gülüne benzeyen türbinlerdir. Dikey eksenli rüzgar türbinleri ise sarmal şeklinde ya da bir yay gibi birkaç kanadın dik bir şekilde bir rotor üzerine oturtulması ile kullanılan sistemlerdir.
Çalışma mantıkları oldukça basit olan rüzgar türbinleri yılda ortalama 5 milyon kilovatsaat elektrik enerjisi üretebilmektedir. Bu da yaklaşık 600 hanenin enerjisini karşılayabilmektedir. Bu da yine yaklaşık olarak 2 bin 500 kişinin yıllık elektrik ihtiyacına denk gelmektedir.
Rüzgar gibi doğadan yok olmayacak tertemiz bir kaynak elimizde varken, kömür gibi oldukça pis, hidroelektrik santrali gibi kilometrekarelerce alanı sular altında bırakan sistemleri tercih etmekten kaçınmamızın zamanı geldi de geçiyor. Doğanın bize verdiği nimetleri doğru bir şekilde kullanırsak bu dünya hem bize hem gelecek nesillere yeter de artar bile. Bizden sonraki nesillere de yaşanabilir bir çevre bırakmak için doğamıza hep beraber sahip çıkalım, hoşça kalın.