01.01.2019 tarihi ülkemizde yeni bir uygulamanın hayata geçiş tarihi oldu. Bu tarihten itibaren ürün satışlarında kullanılan poşetler ücretli hale geldi. Bu durum kimi çevrelerce eleştirilse de aslında sıfır atık sisteminin hayatımızdaki ilk uygulamasıydı.
Resmi olarak hayatımıza 19.07.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Sıfır Atık Yönetmeliği ile girmiş olsa da, aslında ülkemizde sıfır atık sistemi için yıllardır çalışmalar yapılmaktaydı. Temel prensibi israfın önlenmesini, kaynakların daha verimli kullanılmasını, atık oluşumunun engellenmesi, atığın oluşması durumunda ise kaynağında ayrı toplanması ve geri kazanımının sağlanmasını kapsayan atık yönetim felsefesi olarak tanımlanan bir hedeftir.
Sıfır atık sistemi aslında çok uzun zaman önce uygulanması gereken, faydalı bir sistemdir. Neden faydalıdır diye düşünecek olursak temel olarak altında birden fazla sebep yatmaktadır.
Geri dönüştürülebilen atıkların geri dönüşüm işlemine alınmaksızın doğrudan bertarafa gönderilmesi hem maddesel hem de enerji olarak ciddi kaynak kayıpları yaşanmasına neden olmaktadır. Dünya nüfusu ve nüfusa bağlı tüketim ihtiyacı hızla artarken doğal kaynak tüketimi de aynı oranda artmaktadır. Sürekli bahsedilen küresel ısınma, iklim krizleri, doğal kaynakların tüketilmesi ve çevresel kirliliğin yanı sıra ekonomik anlamda da ciddi bir kayıp söz konusudur. Sınırlı doğal kaynaklar artan ihtiyaçlara yetişmekte oldukça güçlük çekmektedir. Tüm bu durumlar göz önüne alındığında, doğal kaynakların verimli kullanılmasının önemi daha da ortaya çıkmaktadır.
Atık geri kazanımının temel ve en önemli basamağı olan kaynağında ayrı toplama ile oluşan tüm atıkları türüne göre ayrı ayrı toplanması, uygun şekilde geri kazanıma gönderilmesi hatta organik atıklardan kompost elde edilerek tarımsal anlamda bir kazanç sağlanması sıfır atık projesinin kapsamlarından bazılarıdır.
Doğal kaynakların verimli kullanılması dendiğinde aklımıza, ihtiyacımız olan üretimin yapılmaması gelmemelidir. Buradaki temel prensip üretimin yine devam etmesi ancak bu üretimde sıfır hammaddeler yerine geri dönüştürülmüş hammaddelerin kullanımıdır. Sıfır atık projesinin hedefi de budur.
Projenin ulusal çapta yürütülmesi, tüm ülkede uygulanacak sabit bir renk skalası belirlenerek memleketimizin neresine gidersek gidelim benzer özelliklerdeki atık kutularının bulunacak olması, sisteme hızlıca ayak uydurmamızı sağlayacaktır. Örneğin plastik atıklar için uygun olan toplama kutuları sarı renkli olmak zorundadır. Kağıt karton atıkları için mavi, cam atıkları için yeşil renkler kullanılacaktır. Bu durumda da elimize geçen bir plastik şişeyi nereye atacağımız konusunda görsel bir algı oluşmuş olacak ve farkında olmadan kaynağında ayrıştırma işlemini uygulayan duyarlı ve çevreci vatandaşlar haline geleceğiz.
Sıfır atık sistemi ülke çapında yıllık yaklaşık 30 milyon ton geri dönüştürülebilir atığın kaynağında ayrıştırılarak çevresel ve ekonomik kazancın sağlanmasını hedefliyor. Bu miktarda atığın geri kazanılması demek 42 milyon ağacın kurtarılması, 69 milyon metreküp daha az su tüketiminin sağlanması, 20 milyar kilovattsaat enerjinin kullanılmaması demek.
Eğer bir ağaç dikmiyorsak bile en azından dikili ağacın kesilmesinin önüne geçelim. Geri dönüşüme gereken önemi hep beraber verelim, doğamıza hep beraber sahip çıkalım. Hoşça kalın.